ÇOCUKLUĞA ÖZLEM
Bakma öyle , gülen gözlerle,
şaşkın şaşkın , ,gözlerime çocuk! Bizi de sardılar , patiska kundaklara , sarmaladılar tahta beşiklere, Bizim için de yapıldı , lohusa şerbetleri, Kırk uçurma ve diş buğdayları . Uyuduk bizde , en masum uykuları , göğsünde anamızın . Biz de ağladık, olur olmaz şeylere. Mızıkçılık yaptık oyunlarda. Hayatı hep horoz şekeri tadında sandık . Çarşamba merkez ilk okulu bahçesinde , yakan toplar, birdir birler , biriktirdiğimiz gazoz kapaklarıyla , misket oynadık. Canımız sıkıldı, üzüldük yenilince. Çarşamba Yeşil ırmak kıyısında , çocuk parkında ,salıncak sefası sonrası, saray sinemasında, 3 filim birden tadındaydı, coşkulu pazarlarımız. Oysa, ne ağır yenilgiler alacaktık sonra, Ne çok aşklarda , yanacaktı canımız En zor kazanılan oyun , Hayatmış meğer, sonra anladık. Gösterişli olmasa da ,kutlamalarımız, Bizde üfledik yaş günlerinde, mumlu pastalara, alkışladık sönünce , küçük ellerimizle . Bilmiyorduk ki , ne çok mumlar yakacaktık, İmkansız düşler için, Ellerimiz kaç kez boş kalacaktı, Sonra anladık... Bizde çizdik sayfalara, mutlu bir ev, yanına ağaç ,mavi bulutlar ve ardından , gülümseyen güneş. Oysa yan yana , ama çok uzak, Hayatlar varmış yaşanan. Evler, mutlu değilmiş her zaman, Gri de olurmuş bulutlar! Sonra anladık... Biz de ter içinde oynadık ,sokaklarda Düştük, bizim de yaralandı dizlerimiz, Üfleyince hemen geçmiyormuş meğer, tüm yaralar, Hastalıklar, dermansız dertler. Ölüm diye bir şey varmış! 11 yaşın 31 ekimin de , son bulan çocukluğumda , babamdan , Sonra tanıdık , yetimliği ve ölümü Bakma öyle gülen gözlerle, şaşkın şaşkın ,gözlerime çocuk. Yaklaş, tut ellerimden! Beni de al, götür çocukluğuna Çok yoruldum büyümekten.. Metin Sevindik ( ocak 2011 ) |