0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
16
Okunma
Yas nasıl bir şey biliyor musunuz?
Gülmeyi unutmak değil…
Gülerken bile içinde bir boşluk hissetmektir.
Kahkaha atarsın ama sesi içini doldurmaz.
Bir fotoğrafa takılı kalmaktır;
Orada hâlâ yan yanayken,
Hayatın sensiz devam edebilmesine inanamamaktır.
Zaman akar, günler geçer, takvimler değişir
Ama sen hep aynı saniyede kalırsın.
Yas;
“Her şey yolunda” demeyi öğrenmektir.
İnsanların rahat etmesi için
Kendi içindeki yangını gizlemektir.
Güçlü görünmek zorunda kalmaktır
Kimse daha fazla üzülmesin diye.
Geceler sabah olmaz onsuz,
Sabahlar gece kadar karanlıktır.
Herkes uyurken
Sen içinden sessizce ağlarsın.
Sabah aynaya bakar
“Bugün de dayan” dersin kendine.
Yas;
Herkes “alışırsın” derken
Senin sadece susmayı öğrenmendir.
Alışmak değildir bu.
Sadece acıyla yaşamayı öğrenmektir.
Kalabalıkların ortasında bile
İnsanın kendine yer bulamamasıdır.
Yanındakiler güler, konuşur, plan yapar
Ama sen hep eksik bir cümle gibi kalırsın.
Bazı günler hiçbir şey olmamış gibi geçer.
İşte en tehlikelisi de budur.
Çünkü acı bağırmaz artık,
Sessizleşmiştir.
Ve sessizleşen acı
İnsanın içine daha derin yerleşir.
Yas;
Birini anlatırken boğazının düğümlenmesi değil,
Adını anmamaya başlamaktır.
Fotoğrafları saklamak değil,
Bakmaya cesaret edememektir.
Her şey yolundaymış gibi yaparken
İçten içe yavaşça eksilmektir.
Kimse görmezken güçlü durmak,
Kimse duymadan kırılmaktır.
Yas;
Bir eksilmedir.
Ne kapanır, ne tamamlanır.
Ne iyileştirir, ne güçlendirir.
Sadece taşınır.
Ve insan…
Ağladığı günlerde değil,
Ağlayamadığı günlerde yorulur.
Bir gün “iyiyim” demeyi bırakır.
Çünkü anlatmak ağır,
Susmak daha kolaydır artık.
Yas geçmez.
İyileştirmez.
İnsanın içine yerleşir.
Ve insan…
Bir sabah uyanır.
Acı hâlâ oradadır
Ama artık onunla konuşmaz.
İşte o gün,
Hayata devam ediyormuş gibi yapmayı öğrenmiştir.
Yas;
İnsanın kendine bile yabancılaşmasıdır.
Eskiden sevdiğin şeylere bakıp
“Ben bunu ne zaman böyle bıraktım?” demektir.
Sevinç gelince kapıyı aralamak,
Ama içeri almaya cesaret edememektir.
Yas;
Herkes seni hayata çağırırken
Senin çoktan içinden ayrılmış olmandır.
Aynı masaya oturup
Aynı insan olmamaktır.
Bazı günler hiçbir şey olmamış gibi geçer.
İşte en tehlikelisi de odur.
Çünkü acı bağırmaz artık,
Sessizleşmiştir.
Ve sessizleşen acı
İnsanın içine daha derin yerleşir.
Yas;
Birini anlatırken boğazının düğümlenmesi değil,
Adını anmamaya başlamaktır.
Fotoğrafları saklamak değil,
Bakmaya cesaret edememektir.
Ve insan…
Bir gün fark eder:
Ağlamadığı için değil,
Ağlayamadığı için yorulmuştur.
Artık kimseye “iyiyim” demeye gerek duymaz,
Kimseye bir şey anlatmak istemez.
Çünkü yas,
Anlatıldıkça hafiflemez.
Yas;
İçinde taşınan bir yokluktur.
Ve insan,
O yoklukla yaşamayı öğrendiğinde değil,
Onu kabullenip sessizleştiğinde
Hayata devam ediyormuş gibi yapar.
Yas;
Ne gözyaşıdır, ne feryat.
En çok da sessizliktir.
İnsan ağladığı günlerde değil,
Ağlayamadığı günlerde ağırlaşır.
Fotoğraflar yerinde durur,
Ama bakacak cesaret kalmaz.
Bir gün “iyiyim” demeyi bırakırsın.
Çünkü anlatmak yorucu,
Susmak daha kolaydır artık.
Yas;
Geçmez.
İyileştirmez.
Sadece insanın içine yerleşir.
Ve insan…
Bir sabah uyanır,
Acı hâlâ oradadır
Ama artık onunla konuşmaz.
İşte o gün
Hayata devam ediyormuş gibi yapmayı öğrenmiştir.
5.0
100% (2)