0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
41
Okunma
Geleceğim.
Geç kalmalarımla yetiştim sana.
Sen hep aynı yerde bekliyordun...
Geç,
kalmalarımla yetiştim sana.
Hasret feryatlarıdır bu yüzündeki benler.
Artık daha anlamlı, yazım yanlışlı kelime torbaları.
Notaların konuştuklarını duyuyorum,
hepsi herkesleşmiş gibi bitkin ve bıkkın.
Bülbül kafesinde,
Senin sessizliğinle mahcup kaldım.
Yağmalı küfürlerin yağmur kokusu gibi içime.
Adını andıkça ümitleniyorum dünyanın varlığına.
Ondan bahçerenklim...
Bu sevdamın tapusuna olan merağım.
Söyle, hangi dua ve hangi ilaçta adın yazılı?
Hangi derdinde düşmeli... Bilmek istiyorum!
Hangi Tanrı’nın saltanatından dilemeliyim seni,
yalansız edebiyatımın yetmediği yerde?
Gözlerin sürgünü olduğum mutluluğa af çıkarıyor.
Sığınıyorum,
Samimiyet özlemli gözlerimle fotoğraflarına.
Feda edeyim sana gecenin en karanlığını.
Göğüs kafesimde bir yerlerde...
Saçların,
Ülkemin sıcak topraklarında serin sular gibi.
Sevdim seni!
Kaçamadım kovulduğum cezaevinden.
Mühreti varsa seni sevmenin,
güneşe, aya bakıp sesini beklerim çetelelerimde.
Geç kalmalarımla yetiştim sana...
Sana amansız bir feryat etmeliyim.
Sen ki! Cahilliğim...
Sen ki! Partizanlığım...
Sen ki! İsyanım aşka.
Mehmet Habip Güney