0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
40
Okunma
Şehre sensizlik yağıyor bu sabah.
Islak kaldırımlarda hüznün izi.
Yorgun adımlarım maziyi sayıyor.
Karşımda bir kedi, gözlerimde sevgiyi arıyor.
Güneş saçlarının renginde,
Sabahın sensizliğine doğuyor.
Ne kadar anlamsız her şey, sen olmayınca.
Göğün maviliğinde gözlerim, gözlerini arıyor.
Tüm teşebbüslerim boşuna,
Gelmeyeceksin biliyorum.
Son vedayı sınadın bende,
Sensiz sabahta hasretin alevi sinemi yakıyor.
Hep ayrılığa mı yazılır şiirler.
Kavuşmalar mahşeri mi?
Uzaklığı yakın edip, gönlüme koyan
Gök mavisi gözlerin mi?
Ey denizin kızı, güneş rengi saçlarında
Aşkı kutsadığımı biliyormusun.
Sevginin en son halini, gözlerimde hissedebiliyor musun.
Ne güzeldi o yaz,
Bir sahil boyu aşıktım sana.
Göz bebeklerindeki kutsallığı
Aşkın en halinde anlatmaya
Şiir makamında, antik lir sesinde.
Göğsüme dayadığın başını oksadığımda
Yüreğimin sesini hissedebilseydin
Anlayacaktın seni nasıl sevdiğimi,
Tutabilseydin sıcaklığını özleyen ellerimi.
Sanmaki pismanım,
Sanmaki umutsuzum, mutsuzum.
Bu aşk, yureğimde bir sızı olsa da,
Ben ızdarap ile mesudum.
Şimdi neredesin, kiminlesin.
Hiçte umrumda değil hani.
Aşk tatlı bir ızdırap ise eğer,
Kalbim aşkına bâni.
Özlüyorum, gülümsemeni, nazını.
Bazen öfkelerini, örf yapmanı.
Hani, çok sevdiğimi bilip;
Uzaklaşırdın ya benden,
Kaygılı arayışlarımda seni,
Bulunca, yeniden sevinmemi,
Gülümseyerek izlerdin uzaktan.
Hınzır gülümsemeni gözlerine koyarak.
Nasıl sevildiğini bilip; içimdeki alevi harlayarak.
5.0
100% (1)