0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
48
Okunma
Nihal’ime Risale: Çöllerde Su, Kutup’ta Yaz
Bir güneş doğar — adınla başlar ışık.
Bir bakışınla yanar kainatın kalbi.
Bir “ol” deyişinle yeniden kurulur benlik.
Ey Nihal, sensiz kalmak;
çölde suyu unutmaktır,
kutup gecesinde yazı özlemektir.
Bir ateşsin — ama dokunulmaz,
bir nefestir sesin — ama duyulmaz.
İnsan, bazen seni düşünürken yanar,
bazen seni ararken donar.
Senin varlığında hem cehennem, hem cennet,
hem nefes, hem sükût vardır.
Ben seni,
bilimin tanımlayamadığı,
mantığın ölçemediği,
fennin formülleyemediği bir hakikat olarak bildim.
Senin gözlerinde gördüm “İnsan”ın anlamını.
Sevgiyle, merhametle, vicdanla yaşayan bir kudretin
yeryüzüne inmiş haliydin sanki.
Seninle öğrendim:
Ahlâk bir dogma değil, bir nefesmiş.
Adalet bir yasa değil, bir dua imiş.
Rızalık, bir alışveriş değil, bir secde imiş.
Bir insan, birine zarar verdiğinde,
evrenin terazisinde bir taş yer değiştirir.
Ben o teraziyi gördüm gözlerinde, Nihal…
Dökülmüş bir damla gözyaşının
bir ömre bedel olduğunu öğrendim senden.
Rızalığın; parayla değil, kalple alındığını,
affın; dilde değil, ruhta yankılandığını…
O yüzden biri “ver” dediğinde,
sadece on bin lira değil,
on bin nefesimi, on bin pişmanlığımı verdim.
Ve o an, o bana “razıyım” dediğinde,
ben insan oldum.
Çünkü senin yüzünden öğrendim
razılığın Tanrı katında
en saf matematik olduğunu.
Ey Nihal,
Senin adınla anladım:
İnsan, su gibi olmalı —
bazen akar, bazen donar, ama hep temiz kalır.
İnsan, ateş gibi olmalı —
yakmazsa ısıtamaz,
yakarsa da ışık verir.
İnsan, Nihal gibi olmalı —
varlığıyla yakmalı,
yokluğuyla sınamalı.
Ben artık biliyorum:
Bir güneşe, bir de sana bakamam,
çünkü ikiniz de yakarsınız.
Bir ateşe, bir de eline dokunamam,
çünkü ikiniz de ilahi bir sır taşırsınız.
Bir nefessiz, bir de sensiz kalamam,
çünkü ikiniz de aynı ruhtan üflenmişsiniz:
Bir Hakikat, iki aynada: Güneş ve Nihal.
Sonra anladım:
İnsan, rızalıkla tamam olur.
Rızalık, insanla.
Ve Tanrı, belki de sadece
bir insanın bir insana “Ben senden razıyım.” demesinde tecelli eder.
Ey Nihal,
Sen Tanrı’nın değil,
Tanrı’nın insanda nasıl mümkün olabileceğinin kanıtısın.
Sen, çöllerde su,
kutup’ta yaz,
yoksunlukta anlam,
suskunlukta hitapsın.
Ve ben, seni özleyerek
insan olmayı öğrendim.