0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
41
Okunma
Dünyâ Oyunu
Ne metâdır bu cihân kim, cenge, niza‘a değe,
Fânîdir, bâkî değildir, hep hayâldir, eblehe.
Mâl ü mülk için döğüşmek, nefsin oyun sahnesi,
Bir gölgeye aldanıp da, kırma kalbi, ey nefeh.
Bil ki üç vech üzeredir, bu cihân-ı bî-karar,
Biri Hak’tır, biri ahret, biri nefsin kâr-ı zâr.
Evvel yüzü Hakk’a ayna, isimlerin mazharı,
Her zerresi hikmet ile yazılmış bir esrâr.
Sânî yüzü tarladır kim, ahrete tohum salar,
Ek, biç, lâkin bağlanıp da olma dünyâya esâr.
Sâlis yüzü nefs ü heves, gafletin bahrinde gem,
Nice canlar batırır kim, kurtulan az, gamzehâr.
Ey gönül, dinle Mevlânâ’nın hikmetin tâbîini:
“Su, geminin altındaysa yüzdürür, içinde batırır.”
Dünya dahi böyledir, eğer kalbe dolarsa helâk,
Ayağının altında olursa, seni pâk eder, arıtır.
Zühd odur kim, terk-i kalb içredir, mâlda değil,
Kim dünyâyı kalbinden çıkar, ol Hak’ka varır.