Taşlar yanıyor ruhumda
Sırlı aynalar dökülüyor...eski evlerde
Her şey geçmişten kalan izlerde saklı
Cam kırıklarında , özlenen hatıralar..
Çocukluk bahçemde salıncaklarım nerde..
Erik ağaçlarında siyah eriklerim , yok artık
Kütür , kütür ağızda mayhoş
Bırak da sulansın , ağızlar
Geçmiş anılarda kaldı , pilli oyuncaklar
Anne kucağında bütün sevgiler..
Toplamak için dallarda bekliyor,
Çocukluğum..
İki ağaç iki ip arası katlanır , serilir Giritli çulu...
Rüzgarın esintisinde meltem rüzgarı yüzümde
Annemin yanaklarımı okşayan eli..
Annemde kalmış benim sol yanım
Mezar taşlarında sevgin...
Sıkıştı kaldı bir yanım utangaç...
Kırmızı elmalar gibidir ,
Çocukluğum..
Zamana karşı eskir , kırışırmış yanaklarım
Anne memesinde sevgi , tıpışlar annem...
Sevdalıdır güzel gözleri...
Ben konuşmayı , yürümeyi ondan öğrendim..
Islak kaldırımlarda.. oyun oynayıp topaç çevirmeyi
Susmayı , konuşmayı....lafa girmemeyi öğrendim anne
Şimdi ılık bir rüzgar okşuyor...saçlarını anne..
Mezar taşın sıcacık gözlerine bakıyorum anne
Kavak yelleri esiyor...babamla yan yana, huzurla..
Kavga , gürültüler bitmiş , eski evin duvarları bomboş
İlkokulda kara önlüklerimi beyaz yakaları kolala ütüle
Çabuk , acele et...anne
Zil çalacak hadi biraz çabuk...ol
Kırmızı kalemim kitaplarım nerde..?
Anılarımızda gülüşlerin , sevgilerin çağırıyor beni anne...
Bahçemizde yetişen asmada ,
Kehribar rengi üzümler nerde...
Kasımpatı ,çiçeklerle sana koşuyorum, ulaşamıyorum anne
Düşe-kalka. Anne...ayakkabılarım su alıyor
Biliyor musun anne...
Köşe başında ruhum titriyor seni bekliyorum ANNE..
Farkın damısın annem...
Dizine yatıp uzansam eskisi gibi
Beni sever misin annem..
Boğazımda bir şeyler kalıyor, sensizlikte yutkunuyorum ANNE...!