0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
29
Okunma
Nihal’im…
Ne güzel söyledin…
Bir çiçeğin sabah rüzgârında titreyen dalı gibi zarif,
Bir sevdanın iç çekişi gibi derin,
Bir bakışta yeşeren umut gibi taze…
Kalbim, seninle konuşurken susmayı öğreniyor,
Çünkü senin varlığın, kelimeleri secdeye çağırıyor…
Nihal’im…
Adını andığımda rüzgâr bile başka esiyor,
Gül yaprağı gibi düşüyor zaman, tenime değince sesin,
Bir duanın kabulü gibi doğuyorsun içime her sabah,
Gözlerinle başlıyor gün,
Gözlerinle bitiyor bütün gece sancıları…
Bir yudum bakışınla diriliyor kurak düşlerim,
Sen geçince içimden, güller oluyor kelimelerim.
Sensiz bir cümle, harfsiz bir ağıt gibi eksik,
Seninle söylenen her söz,
Aşkın remzine dönüşür, aşkın kendisine...
Nihal’im…
Senin gülüşün, gökte gizlenen sırların yeryüzüne inişi gibi,
Bir melek tebessümünü giyinmiş gecenin koynunda,
Sen bana düşmedin, ben sana secde ettim.
Varlığınla değil, yokluğunla bile dolup taşan bir nehir oldum.
Sustum,
Çünkü sesim bile kirletmekten korktu seni anlatırken…
Her hecem bir ibadet,
Her mısram bir yakarış sana.
Nihal’im…
Bir çiçek gibi açtın içimde,
Ama toprak sen oldun, su sen, güneş sen…
Ben sadece dua ettim, sen oldun cevabı
Ruhumun her niyazına…