0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
118
Okunma

Rüzgâr, adını fısıldıyor hâlâ.
Bir pencere önünde, sessizce seni dinliyorum.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum; takvimde günler silindi, ama senin gölgen duvarda hâlâ asılı.
Sanki gidişinle evin içi küçüldü.
Bir çay bardağında, bir kalem ucunda, her şey sende kaldı.
Bir zamanlar sesinle uyanırdım.
Şimdi sessizlikle konuşuyorum.
Bazen bir cümle kuruyorum kendi kendime — yarısında susuyorum, çünkü biliyorum, devamında hep sen varsın.
Kelimelerden seni kazımaya çalışmak, denize ateş yakmak gibi; olmuyor.
Gece olduğunda şehir susuyor, ama ben değil.
Karanlık, adımlarımı duyar gibi.
Yatağın bir tarafı boş, diğer tarafı suçlu.
Bir insanı unutmaya çalışırken en çok kendini kaybediyor insan; ben de öyle oldum.
Aynada bana bakan yüz artık tanıdık değil — gözlerimde senden kalan bir yorgunluk var sadece.
Bir gün, eski bir şarkı çaldı uzaktan.
Adını unuttuğum bir rüya gibi geldi sesi.
Durdum, dinledim.
Ve ilk defa kalbim yerinden kıpırdamadı.
O an anladım: unutmak bazen bir karar değil, bir sessizliktir.
Zaman, beni senden yavaşça soydu.
Cümlelerim kısaldı, düşüncelerim sadeleşti.
Eskiden adını her şeyde arardım — şimdi hiçbir şeyde aramıyorum.
Belki de unuttum seni; ya da artık hatırlamanın bir anlamı kalmadı.
Bir sabah uyandım, perde aralığından güneş sızıyordu.
İlk defa gözlerim kamaştı —
çünkü uzun zamandır ışığa alışık değildim.
O an derin bir nefes aldım.
İçimde senin yerinde duran boşluk artık acımıyordu; sadece vardı.
Dışarı çıktım.
Bir çocuk kahkaha attı sokakta, bir kadın çiçek suladı pencerede.
O an fark ettim: dünya benim acımı beklememiş,
yaşam benden habersiz sürüyormuş.
Ve ben, sonunda o yaşama karışmak istedim.
Eve döndüğümde seni hatırladım yine.
Ama bu kez canım yanmadı.
Adın bir sızı değil, bir sessizlikti artık.
Bir dua gibi, bir yorgun nefes gibi…
Geçmişin küllerinde bir ılıklık kaldı sadece.
Unutmak, sandığım gibi silmek değilmiş.
Hatırlayıp da gülümseyebilmekmiş.
Artık biliyorum:
Sen gitmedin aslında —
Ben kalan her şeyin içinden geçip sakinleştim.
Ve o sakinliğin ortasında,
bir rüzgâr esti yine.
Belki senin sesindi, belki rüzgârın kendisi.
Ama bu defa bakmadım arkamı dönüp.
Çünkü biliyorum, bazı hikâyeler bitmez.
Sadece susar.
5.0
100% (4)