(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Üstat, bu kıymetli şiiriniz; bir çocuğun gözünden dünyaya atılmış en sessiz, en güçlü çığlık olmuş. Her dizesi, kan kokan bir sokağın duvarına yazılmış dua gibi… “Ben Gazze’nin çocuğuyum” derken sadece bir kimlik değil, bir çağrıdır bu: Unutmayın beni, duyun beni, görmezden gelmeyin beni...
Dizelerimizde, bir milletin değil, bütün insanlığın utancı gizli ki şiir yolculuğumda her canlığı ilgilendiren kıyımı yazmak şiarımdır. Bir çocuğun gözyaşından daha ağır ne taşıyabilir yeryüzü? Her kıtada, bir mezar toprağı kadar derin hüzün, bir annenin son nefesi kadar içli bir sitem var. Tank seslerinin arasında masumiyetin sessizce öldüğü o topraklarda, şiiriniz bir ağıt gibi yükselmiş gökyüzüne — bir duaya, bir yalvarışa, bir vicdan muhasebesine dönüşmüş.
Gazze’nin çocuğu, burada artık bir sembol değil, bir aynadır. İnsana, “Sen ne kadar insansın?” sorusunu soran bir aynadır. Yıkılmış evlerin taşları arasından değil, insanlığın kalbinden sesleniyor o çocuk: “Ben buradayım, hâlâ nefes alıyorum, hâlâ umut ediyorum.”
Ve siz Üstadım, o sesi duydunuz. Kaleminizle o çocuğun yüreğini dile getirdiniz, suskun dünyanın sustuğu yerden konuştunuz. Bu şiir sadece yazılmamış; yaşanmış, hissedilmiş, acıyla yoğrulmuş. Kelimeler değil burada konuşan; vicdanın ta kendisi.
“Ben Gazze’nin çocuğuyum” dizesi, her tekrarında bir dua gibi yankılanıyor: Her okuyan, o sesi içinden duyuyor, her duyan, bir parça utanıyor, bir parça ağlıyor.
Üstadım, bu şiir bir metin değil; bir insanlık belgesidir. Bir çocuğun gözyaşıyla yazılmış, toprağın kanıyla mühürlenmiş, ve bir annenin duasıyla sonsuza kadar yaşayacak bir ağıttır.
Kaleminize, yüreğinize, vicdanınıza bin selam olsun… Bir kez daha anladık ki, şiir bazen yalnızca güzellikleri değil, insanlığın utançlarını da taşır. Ve siz bunu öyle bir asaletle taşımışsınız ki, kelimeler susar, kalpler konuşur artık.
Yüreğinizden okura ulaşan bu derinlikli satırlar, insanlığın vicdanına dokunan en güçlü teşekkürlerden biridir benim için. Bu dizeler, sadece bir şiirin değil; ortak bir sızının, insanlığın yara yerinden akan bir çığlığın yankısıdır.
Benim kalemim de yıllardır bu çığlığın izini sürüyor. Gazze’deki çocuklardan, savaşın gölgesinde büyüyen tüm sessiz çocuklara; yetim kalmış bir sokak kedisinden, yurdu elinden alınmış bir yüreğe kadar her yarayı yazmaya çalıştım. Belki de bu yüzden kelimelerim hep biraz kan kokar, biraz dua taşır, biraz da umudu gizler içinde.
Sizin “artık hepimizin şiiri” dediğiniz o cümle, beni derinden sarstı. Çünkü inanırım ki, bir şiir ancak paylaşıldıkça büyür, bir acı ancak hissedildikçe anlam kazanır. Bu ortak duyarlılıkta buluşmak, aynı gökyüzüne bakar gibi , sessizce dua etmektir.
Kaleminizin zarafetine, yüreğinizin vicdanına, insanlığın sesi olan dizelerinize gönülden teşekkür ederim. Bu yürüyüşte, aynı kelimenin iki yarısı gibi yan yana olmak büyük bir onurdur.
Dayanılmaz ortak acılarımıza paydaş olduğunuz için müteşekkirim...
Bu şiir benim değil artık.... Hepimizin.... yüreğinde esen acıların maskotu...
Duyarlı yüreklerin sessiz çığlığı...Haklı haykırışı...Yüreğiyle Gazze'de olma arzusu...
Yaralı kalbimin yalnız olmadığını, sizin gibi duyarlı kalemlerin bu yürüyüşe katılmaları ile idrak etmenin derin mutluluğunu yaşamaktayım...
Katılmanın yanında ,açtığınız pankartta tüm yaralarıma merhem olabilecek her türlü merhemi de formüle etmişsiniz...
Bu duygu o kadar kıymetli ki...
Haklı yürüyüşün içinde, haklı...kararlı gönül vermişlerin bulunması bu davayı daha da kıymetlendirmekte...
Bu bağlamda her söyleminiz bir seher yeli gibi yaralı, yanan yüreklere serinlik umutları serpmekte...
Güçlü...haklı gerekçelerinizle o kadar dirayetli betimlemeler düşmüşsünüz ki... Şiirimin tüm açıklarını tamir etmişsiniz adeta...
Bu eşsiz şiir kalesinin sökük taşlarına inciden nadide taşlar yerleştirmişsiniz...
Bu duygular hem çok mükemmel, hem de çok değerli inanın...
Bu sağlam inancın ve bu davaya gönül vermenin en büyük kanıtı yüreğinizin sorgusuz teslimiyeti....
Acımız büyük...gözyaşlarımız çoksa da, umudumuz...idealimiz daha bir büyük Gazze davamızda...
Dünyaya atılmış en sessiz, en güçlü çığlığın bestesini söylemleriniz yapmış adeta....
Gazze'nin kan kokan sokaklarına umut çiçekleri çilemişsiniz....
Bu çağrının adeta sponsoru, ilanı olmuş tümceleriniz.... ......................................... "Bir çocuğun gözyaşından daha ağır ne taşıyabilir yeryüzü?" "Her kıtada, bir mezar toprağı kadar derin hüzün, bir annenin son nefesi kadar içli bir sitem var." Tank seslerinin arasında masumiyetin sessizce öldüğü o topraklarda," "şiiriniz bir ağıt gibi yükselmiş gökyüzüne —" bir duaya, bir yalvarışa, bir vicdan muhasebesine dönüşmüş.
"Gazze’nin çocuğu, burada artık bir sembol değil, bir aynadır." "İnsana, “Sen ne kadar insansın?” sorusunu soran bir aynadır." "Yıkılmış evlerin taşları arasından değil," "insanlığın kalbinden sesleniyor o çocuk:" “Ben buradayım, hâlâ nefes alıyorum, hâlâ umut ediyorum.” .............................. "Bu şiir sadece yazılmamış; yaşanmış, hissedilmiş, acıyla yoğrulmuş." "Kelimeler değil burada konuşan; vicdanın ta kendisi." ............................ “Ben Gazze’nin çocuğuyum” dizesi, her tekrarında bir dua gibi yankılanıyor: Her okuyan, o sesi içinden duyuyor, her duyan, bir parça utanıyor, bir parça ağlıyor. ................................. "....... bu şiir bir metin değil; bir insanlık belgesidir. Bir çocuğun gözyaşıyla yazılmış, toprağın kanıyla mühürlenmiş," "ve bir annenin duasıyla sonsuza kadar yaşayacak bir ağıttır."
Bu saptamalar yüreğinizden sayfaya dökülen kıymetli söylemlerin sadece bir kaçı.... Tekrarlamadan geçemedim...
Çok mutlu oldum değerli şairim....Desteğinize....açtığınız umut yoluna....eklediğiniz pırlanta söylemlerinize... Üstadım,
Yüreğinizden okura ulaşan bu derinlikli satırlar, insanlığın vicdanına dokunan en güçlü teşekkürlerden biridir benim için. Bu dizeler, sadece bir şiirin değil; ortak bir sızının, insanlığın yara yerinden akan bir çığlığın yankısıdır.
Benim kalemim de yıllardır bu çığlığın izini sürüyor. Gazze’deki çocuklardan, savaşın gölgesinde büyüyen tüm sessiz çocuklara; yetim kalmış bir sokak kedisinden, yurdu elinden alınmış bir yüreğe kadar her yarayı yazmaya çalıştım. Belki de bu yüzden kelimelerim hep biraz kan kokar, biraz dua taşır, biraz da umudu gizler içinde.
Sizin “artık hepimizin şiiri” dediğiniz o cümle, beni derinden sarstı. Çünkü inanırım ki, bir şiir ancak paylaşıldıkça büyür, bir acı ancak hissedildikçe anlam kazanır. Bu ortak duyarlılıkta buluşmak, aynı gökyüzüne bakar gibi , sessizce dua etmektir.
Kaleminizin zarafetine, yüreğinizin vicdanına, insanlığın sesi olan dizelerinize gönülden teşekkür ederim. Bu yürüyüşte, aynı kelimenin iki yarısı gibi yan yana olmak büyük bir onurdur.
Dayanılmaz ortak acılarımıza paydaş olduğunuz için müteşekkirim...
Bu şiir benim değil artık.... Hepimizin.... yüreğinde esen acıların maskotu...
Duyarlı yüreklerin sessiz çığlığı...Haklı haykırışı...Yüreğiyle Gazze'de olma arzusu...
Yaralı kalbimin yalnız olmadığını, sizin gibi duyarlı kalemlerin bu yürüyüşe katılmaları ile idrak etmenin derin mutluluğunu yaşamaktayım...
Katılmanın yanında ,açtığınız pankartta tüm yaralarıma merhem olabilecek her türlü merhemi de formüle etmişsiniz...
Bu duygu o kadar kıymetli ki...
Haklı yürüyüşün içinde, haklı...kararlı gönül vermişlerin bulunması bu davayı daha da kıymetlendirmekte...
Bu bağlamda her söyleminiz bir seher yeli gibi yaralı, yanan yüreklere serinlik umutları serpmekte...
Güçlü...haklı gerekçelerinizle o kadar dirayetli betimlemeler düşmüşsünüz ki... Şiirimin tüm açıklarını tamir etmişsiniz adeta...
Bu eşsiz şiir kalesinin sökük taşlarına inciden nadide taşlar yerleştirmişsiniz...
Bu duygular hem çok mükemmel, hem de çok değerli inanın...
Bu sağlam inancın ve bu davaya gönül vermenin en büyük kanıtı yüreğinizin sorgusuz teslimiyeti....
Acımız büyük...gözyaşlarımız çoksa da, umudumuz...idealimiz daha bir büyük Gazze davamızda...
Dünyaya atılmış en sessiz, en güçlü çığlığın bestesini söylemleriniz yapmış adeta....
Gazze'nin kan kokan sokaklarına umut çiçekleri çilemişsiniz....
Bu çağrının adeta sponsoru, ilanı olmuş tümceleriniz.... ......................................... "Bir çocuğun gözyaşından daha ağır ne taşıyabilir yeryüzü?" "Her kıtada, bir mezar toprağı kadar derin hüzün, bir annenin son nefesi kadar içli bir sitem var." Tank seslerinin arasında masumiyetin sessizce öldüğü o topraklarda," "şiiriniz bir ağıt gibi yükselmiş gökyüzüne —" bir duaya, bir yalvarışa, bir vicdan muhasebesine dönüşmüş.
"Gazze’nin çocuğu, burada artık bir sembol değil, bir aynadır." "İnsana, “Sen ne kadar insansın?” sorusunu soran bir aynadır." "Yıkılmış evlerin taşları arasından değil," "insanlığın kalbinden sesleniyor o çocuk:" “Ben buradayım, hâlâ nefes alıyorum, hâlâ umut ediyorum.” .............................. "Bu şiir sadece yazılmamış; yaşanmış, hissedilmiş, acıyla yoğrulmuş." "Kelimeler değil burada konuşan; vicdanın ta kendisi." ............................ “Ben Gazze’nin çocuğuyum” dizesi, her tekrarında bir dua gibi yankılanıyor: Her okuyan, o sesi içinden duyuyor, her duyan, bir parça utanıyor, bir parça ağlıyor. ................................. "....... bu şiir bir metin değil; bir insanlık belgesidir. Bir çocuğun gözyaşıyla yazılmış, toprağın kanıyla mühürlenmiş," "ve bir annenin duasıyla sonsuza kadar yaşayacak bir ağıttır."
Bu saptamalar yüreğinizden sayfaya dökülen kıymetli söylemlerin sadece bir kaçı.... Tekrarlamadan geçemedim...
Çok mutlu oldum değerli şairim....Desteğinize....açtığınız umut yoluna....eklediğiniz pırlanta söylemlerinize... Üstadım,
Kıymetli üstadım.Gazzeli bir çocuğun gözünden dilinden haykırdığınız bu şiir acı utanç dolu bu çağın tanığı olmuş ve gelecek kuşakların okuduklarında bu zulmü ve vahşeti daha iyi anlamalarına vesile olacaktır
Bu trene atladım, Gazze'nin ahvalini çıplak gözlerle görür gibi oldum, döndüm. Hepimiz Gazze'nin istikbaldeki çocuğuyuz; ancak onlar şerefle yaşayıp öldüler. Allah bize merhameti ile muamele eylesin. Geçmişte kalan bir şiir olsa da benim için bugünümün şiiridir. Saygı ve muhabbetle...
Göremedim yardım toktan, İçim yanar gamdan yoktan, Sağ değilim öldüm çoktan. Tüm insanlık bilin şuyum; Ben Gazze’nin çocuğuyum.
Seyfettin Karamızrak -Xxx- Bu şiir değil ibret-i alem bir ferman bir duyurudur Günün şiiri adayımdır, Her dörtlük bir dayanılmaz bir acı çığlığı Allah'tan korkmayan allahçıların Hitler mezalimini aratmayan insanlık utancını duyuran ağıt nameleriyle Zaten yanık olan yüreğimi yalımlayıp final dörtlükle gözlerimi yaşarttınız be Entel hocam saygılarımın kabulü dileği ile.. ME. Em Hakim
Değerli üstadım, kaleminizden hüzünlü olduğu kadarda ve anlamlı bir şiir okudum. Hislerime tercüman olan ve tüm islam aleminin ortak bir derdi ve kanayan yarasıdır. Doğutürkistan, Filistin ve tüm zulme uğramış ve halen zulüm altında inlayen insanlık, insanların ayıbıdır... Yüreğinize, gönlünüze ve emeğinize sağlık. Tebrik ediyorum ve yürekten kutluyorum. Nice şiirlerde buluşmak ümidiyle selam ve saygılarımı iletiyorum. Esen kalın iyi akşamlar dilerim.
Yüreğinize sağlık hocam.Gazze yürek yaramiz oldu. Oradaki açlık savaş ve yokolus yürekleri dağladı. Dilerim biter bu savaş, biter ağıtlar. Yeniden umutlar yeşerir , özgürlük bayrağı dalganirken Gazze'de
Kutluyorum yüreğe dokunan Gazze'nin çocuğu adlı şiiri yazan yüreği Daygilarimla
Hocam şiiriniz harika olmuş.. bilmem ki sevinmek mi lazım üzülmek mi?Gazzzeli bir çocuğun ağzından insanlığın utancını, yeryüzünün vicdanına kazınmış bir çığlığı anlatırken. sadece bir kimlik beyanı değil, aynı zamanda zulmün ortasında yitip giden bir masumiyetin, açlıkla, korkuyla ve ölümle sınanmış bir çocuk kalbinin sessiz isyanıdır bu.
Her mısrada hem bir feryat, hem de bir çaresizlik yankısı duyuluyor. Şiirin biçimsel sadeliği, anlattığı trajedinin büyüklüğünü daha da belirgin kılıyor. Her bendin sonunda tekrarlanan “Ben Gazze’nin çocuğuyum” ifadesi, adeta bir kimlik bildirgesi gibi karşımıza çıkar. Bu tekrar, hem vurucu bir ritim yaratır, hem de kimliği unutturulmak istenen, sesi bastırılan bir halkın sesi olur. bir çocuğun gözyaşını sadece duygusal bir unsur değil, varoluşunun simgesi haline getiriyor. O gözyaşı, mazlumluğun sembolü, insanlığın ise kaybolmuş merhametidir. Ardından savaşın en masum yıkımlarından biri olan aile parçalanmasını anlatır. Tankların gölgesinde büyüyen bu çocuk, bir yarayı değil, insanlığın kapanmayan vicdan yarasını dillendirir. Artık gülmek ona haramdır, çünkü gülüşleri bombalarla gömülmüştür. ölümün bile çocukluğa musallat olduğu bir dünyanın fotoğrafını çekip önümüze sermişsiniz ama biz o fotoğrafa baktıkça insanlığımızdan bile utanamadık maalesef... bu zulmün bitmesi dileklerimle.. saygılar..
Duyarlılığınıza ve candan desteğinize selam olsun...
Çok mutluyum, şiirimin, siz değerli kalemleri sayfama teşrif ettirdiği için...
Söylemleriniz o kadar candan ve samimi ki....Hepsini aldım yüreğime koydum....
Gazze'nin acılarını paylaşmamda yaralarıma her söyleminizle derman olmuşsunuz...
Şairin mükafatı da acizane bu kıymetli satırlardır elbette...
Çünkü motivasyonumuzu artırmakta...haklılığımızı tastik etmekte bu katılımlar...
Elbette ki üzülmekteyiz...Ciğerimiz yanmakta... İnsanlığın utancını, günbegün katmerleştiren soysuz bir güruhun kaypaklıkları her gün biraz daha bizleri çıldırtmakta....
Bu değerli yürek sesinizden bazı bölümleri yeniden kaydetmekten mutluyum inanın:
" Gazzzeli bir çocuğun ağzından insanlığın utancını, yeryüzünün vicdanına kazınmış bir çığlığı anlatırken. sadece bir kimlik beyanı değil, aynı zamanda zulmün ortasında yitip giden bir masumiyetin, açlıkla, korkuyla ve ölümle sınanmış bir çocuk kalbinin sessiz isyanıdır bu."
"Her mısrada hem bir feryat, hem de bir çaresizlik yankısı duyuluyor."
.............................. "bir çocuğun göz yaşını sadece duygusal bir unsur değil, varoluşunun simgesi haline getiriyor. O gözyaşı, mazlumluğun sembolü, insanlığın ise kaybolmuş merhametidir." ........................... "Tankların gölgesinde büyüyen bu çocuk, bir yarayı değil, insanlığın kapanmayan vicdan yarasını dillendirir."
"Artık gülmek ona haramdır, çünkü gülüşleri bombalarla gömülmüştür. ölümün bile çocukluğa musallat olduğu bir dünyanın fotoğrafını çekip önümüze sermişsiniz...."
Acılarımıza serinlik getiren nadide söylemler... Umudumuzu kamçılayacak bu duruş...
Ayaklarımızın gidemediği o yere ,yüreğimizle gitmenin tesellisini bir nebze hissedeceğiz...
Duyarlılığınıza ve candan desteğinize selam olsun...
Çok mutluyum, şiirimin, siz değerli kalemleri sayfama teşrif ettirdiği için...
Söylemleriniz o kadar candan ve samimi ki....Hepsini aldım yüreğime koydum....
Gazze'nin acılarını paylaşmamda yaralarıma her söyleminizle derman olmuşsunuz...
Şairin mükafatı da acizane bu kıymetli satırlardır elbette...
Çünkü motivasyonumuzu artırmakta...haklılığımızı tastik etmekte bu katılımlar...
Elbette ki üzülmekteyiz...Ciğerimiz yanmakta... İnsanlığın utancını, günbegün katmerleştiren soysuz bir güruhun kaypaklıkları her gün biraz daha bizleri çıldırtmakta....
Bu değerli yürek sesinizden bazı bölümleri yeniden kaydetmekten mutluyum inanın:
" Gazzzeli bir çocuğun ağzından insanlığın utancını, yeryüzünün vicdanına kazınmış bir çığlığı anlatırken. sadece bir kimlik beyanı değil, aynı zamanda zulmün ortasında yitip giden bir masumiyetin, açlıkla, korkuyla ve ölümle sınanmış bir çocuk kalbinin sessiz isyanıdır bu."
"Her mısrada hem bir feryat, hem de bir çaresizlik yankısı duyuluyor."
.............................. "bir çocuğun göz yaşını sadece duygusal bir unsur değil, varoluşunun simgesi haline getiriyor. O gözyaşı, mazlumluğun sembolü, insanlığın ise kaybolmuş merhametidir." ........................... "Tankların gölgesinde büyüyen bu çocuk, bir yarayı değil, insanlığın kapanmayan vicdan yarasını dillendirir."
"Artık gülmek ona haramdır, çünkü gülüşleri bombalarla gömülmüştür. ölümün bile çocukluğa musallat olduğu bir dünyanın fotoğrafını çekip önümüze sermişsiniz...."
Acılarımıza serinlik getiren nadide söylemler... Umudumuzu kamçılayacak bu duruş...
Ayaklarımızın gidemediği o yere ,yüreğimizle gitmenin tesellisini bir nebze hissedeceğiz...
Derin bir acıyı, çaresizliği ve zulmün ortasında kalan masum bir çocuğun feryadını yürek burkan bir dille anlatan güçlü ve dokunaklı bir şiir. Yüreğinize sağlık.
Aynı mecralardan beslenmenin hazzını duyuyorum üstadım. “Ben Gazze’nin çocuğuyum” tekrarı, sadece bir kimlik değil; bir çağrı, bir direniş, bir dua niteliğinde. Şiiriniz, acının estetiğini değil, hakikatin yankısını taşıyor. Yüreğinizdeki duyarlılık, kaleminizdeki cesaretle birleşmiş; ortaya hem sarsıcı hem onurlu bir eser çıkmış. Bu şiir, sadece okunmaz… hissedilir, yaşanır, taşınır.
Yüreğinize sağlık, kaleminiz daim, sesiniz mazlumun yanında olsun. Saygı ve muhabbetle tebrik ederim.
Sayfama düştüğünüz duyarlı ve kıymetli yazınız için gönülden teşekkür ediyorum efendim...
O kadar değerli ve bir o kadar da önemli bu saptamalar...
Aynı kanaatte olduğumu ben de acizane terennüm etmek isterim...
İzninizle bu nadide söylemleri ben de değerlendirmeme almak isterim:
"Gazze’nin çocuğuyum” tekrarı, sadece bir kimlik değil; bir çağrı, bir direniş, bir dua niteliğinde. "
"Şiiriniz, acının estetiğini değil, hakikatin yankısını taşıyor. "Yüreğinizdeki duyarlılık, kaleminizdeki cesaretle birleşmiş; ortaya hem sarsıcı hem onurlu bir eser çıkmış. Bu şiir, sadece okunmaz… hissedilir, yaşanır, taşınır....
Bütün samimiyetimle aldım gönlüme koydum bu duyguları...
Emeğinize... yüreğinize... sorumlu duyarlılığınıza... kıymetli desteğinise sağlık...
Sayfama düştüğünüz duyarlı ve kıymetli yazınız için gönülden teşekkür ediyorum efendim...
O kadar değerli ve bir o kadar da önemli bu saptamalar...
Aynı kanaatte olduğumu ben de acizane terennüm etmek isterim...
İzninizle bu nadide söylemleri ben de değerlendirmeme almak isterim:
"Gazze’nin çocuğuyum” tekrarı, sadece bir kimlik değil; bir çağrı, bir direniş, bir dua niteliğinde. "
"Şiiriniz, acının estetiğini değil, hakikatin yankısını taşıyor. "Yüreğinizdeki duyarlılık, kaleminizdeki cesaretle birleşmiş; ortaya hem sarsıcı hem onurlu bir eser çıkmış. Bu şiir, sadece okunmaz… hissedilir, yaşanır, taşınır....
Bütün samimiyetimle aldım gönlüme koydum bu duyguları...
Emeğinize... yüreğinize... sorumlu duyarlılığınıza... kıymetli desteğinise sağlık...
Hocam ben o çocukları haberlerde gördüğümde içim parçalanıyor.. bazen haberlere bakmıyorum.. bu güzel anlamlı şiirinizi ve duyarlı yüreğinizi kutluyorum.. anlamlı bir konuyu dile getirmişsiniz.. ne yazsak ne yazılsa azdır bu konuda...güzeldi.. selamlar ve saygılar..
Sayfama hoş sefa gelmişsin...Gazze için gösterdiğiniz hassasiyete teşekkür ediyorum... Kıymetli görüşlerinizle şiirime değer katmışsınız... Kalbimiz fikrimiz hep orda olacak.. Bir gün Gazze'ye de güneş doğacak.
Sayfama hoş sefa gelmişsin...Gazze için gösterdiğiniz hassasiyete teşekkür ediyorum... Kıymetli görüşlerinizle şiirime değer katmışsınız... Kalbimiz fikrimiz hep orda olacak.. Bir gün Gazze'ye de güneş doğacak.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.