Siyah Acı Beyaz Ağıt(ey gözyaşlarında buzları eriten güneş hangi cılız lambanın fitilinde doğmaya çalışırsın ki isinin siyahında ağlar aydınlıklar ) ne nefreti ara sözlerimde ne de isyanı sesimde olmayacak sana dair hiçbir şey bundan böyle yoksun ötelerimde sadece sor kendine bakışlarımı gülüşlerimi sana sen katışlarımdaki yarenliğimi bulabilecek misin başka yüzlerde yalnızca dününde kalmadım öyle bir kazındı ki varlığım varlığına hangi zamanı adımlarsan adımla gölgen gibi vuracağım ayaklarına unutma unutma gölgeler yok olmaz güneş doğdukça artık geceye dön yüzünü karalar bağla başına ki ellerinle kazıdığın alın yazını görme görme baktığın sırsız aynalarda simsiyah bir isyan yankısı ulaşmasın bana sakın ha daha fazla incinmesin gidişimin masumiyeti ve uyanmasın Ay ışıltılarıyla avuttuğum hüzünlü şarkılarla uyuttuğum ayrılığın eflatun esrikliği ah baharlar baharlar ki har oldu ömrümde ilkiyle gelendin sonuyla giden yakmalı şimdi takvimleri devrilmeli mevsimlere çeviriyorum artık yüzümü isimsiz iklimlere yanılgıların mecburu esaretinde kayıp gülüşlerimin gizil intiharlarını sorguluyorum değer miydi ki diyorum değer miydi bu nefessizliğe değerdi demek isterdim hiçliğe ekilmemiş olsaydı kuruyup solan bunca sevda çiçeği hiç değilse gölgeleri vursaydı toprağa ey gözyaşlarında buzları eriten güneş hangi cılız lambanın fitilinde doğmaya çalışırsın ki isinin siyahında ağlar aydınlıklar ah sevdaları öksüz bırakan şafak içimde söküyor ama verdiğin katran karası acılar sökülmüyor ciğerimden yine de ah etmiyorum inan yanılgılarıma çarpa çarpa gidiyorum bu olmazın çıkmaz sokaklarından iyi ki göz göze değiliz şu an yoksa bu masum ve bir o kadar günahkar gidişin yazgısına ağlardı özün… 11/Kasım/2008 Avşa Kasım Günlüğü Figen YARAR |
ulaşmasın bana
sakın ha
daha fazla incinmesin gidişimin masumiyeti
ve uyanmasın Ay ışıltılarıyla avuttuğum
hüzünlü şarkılarla uyuttuğum
ayrılığın eflatun esrikliği
Mükemmel ötesi bir emek..Kutlarım...( bu kısmı içinde beni bulundurduğu için aldım)