0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
55
Okunma
Cemre düştü sol yanıma,
Kor bir ateş yaktı içimde.
Rüzgârın diliyle konuşan
Bir aşkın kıvılcımıyım ben.
Havaya düştü evvela,
Gökyüzü çığlıkla doldu.
Bulutlar senin adını taşırken
Yağmur, alnıma secde kıldı.
Suya inince ateşin
Nehirler çağladı,
Gözlerimden taşan yaşlar
Kalbine varmak için yol aradı.
Toprağa vardığında
Bir bahar kokusu sardı beni.
Köklerim seninle yeşerdi,
Yapraklarım sana yöneldi.
Her cemre bir harf oldu
Kalbimin alfabesinde.
Adını yazdım Züleyhâ,
Sönmeyen bir ateşin elifinde.
Göğüs kafesimi delen
Üç ayrı kor,
Bir tek isme boyun eğdi:
Senin adınla dirildim.
Aşkı bahane edenler
Mevsimlerin oyununda kayboldu.
Ben, her cemrede yeniden
Sana koşan bir kardelen oldum.
Ateş düştükçe bedenime
Kül olmadım,
Tam aksine dirildim
Ve baharımı sana sakladım.
Sen, sol yanımın rengi;
Ben, cemrenin düşüşü.
Ne ayrılık, ne zaman
Bu yanışı dindirebilir.
Gökyüzünde bir kuş sürüsü,
Kanatlarında senin nefesin.
Benim kalbim ise,
Cemrelerin atardamarı.
Her yanış bir doğumdur,
Her doğum bir duadır.
Dualarımın tek adresi
Senin kalbin oldu.
Ey Züleyhâ,
Cemrelerle yazılmış bir destandır bu.
Ve ben, ateşten harflerle
Sana varmaya ant içtim.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(2 Eylül 2025)
5.0
100% (1)