1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
183
Okunma

İSTANBUL’DA ÖLDÜRÜLEN AYŞE KARDEŞİMİZ İÇİN
Reyhanlı’dan çıkıp İstanbul’un kalabalık sokaklarına karışan bir hayat…
Küçük bir ilçenin serin rüzgârlarını, narenciye kokan bahçelerini geride bırakıp umutla büyük şehre adım atan bir kadın: Ayşe.
Ayşe , İstanbul’un taş yürekli kalabalığında sessizce okulunu bitirmek istedi sadece.
Hayallerini gerçekleştirmek,evinin ekmeğini kazanmak, belki de bir gün memleketine dönüp yeniden toprağa basmak hayaliyle… Ama olmadı. Bir kadın daha, nefes almaya hakkı varken, nefesinden koparıldı.
Onun ardından duyulan cümle soğuk ve kısa oldu:
“Reyhanlılı Ayşe, İstanbul’da öldürüldü.”
Oysa o cümlenin içinde gizlenen, bir kadın ve hayallerinden koparılmanın sıcaklığıydı. Bir kız kardeşin, bir annenin, bir komşunun yüreğinde açılan onulmaz bir yaraydı.
Ayşe’nin gidişi, sadece bir kadının ölümü değil; memleketinden İstanbul’a kadar uzanan bir acının çığlığıydı.
Bugün bizler Reyhanlı’dan İstanbul’a uzanan bu hikâyeyi konuşuyoruz, ama yarın hangi şehrin, hangi kadının adı yankılanacak kulaklarımızda?
Kaç Ayşe daha, sessizlik içinde yok olup gidecek?
Ayşe’nin ardından söyleyecek söz çok ama yapılacak şey bir tanedir:
Kadınları yaşatmak.
Onların hayallerini, nefeslerini, çocuklarının gözlerindeki ışığı korumak.
Reyhanlılı Ayşe, İstanbul’un beton duvarları arasında öldürüldü. Ama onun adı, bizim vicdanımızda yaşamaya devam edecek.
Çünkü biz biliyoruz ki:
Bir kadın öldüğünde, bir şehir eksilir; bir memleket yetim kalır.
#MehmetYETEK
#kadıncinayetinehayır
5.0
100% (3)