coşku
şık metalden bir göğe bakıyordu
ağlamaktan ne uzaktı gözleri önemli bir sessizliğe adapte olmuştu kalbinden akan nehir kan değildi artık büyülü bir ışık yükseliyordu yüreğinden bu ışığın altında atlar dört nala koşuyor tüm evren sevgiyle coşuyordu biliyordu, sevgi ile yaklaşamazdı ona sevgi onun tohumu değildi sular durulduğuna ve yağmur dindiğinde sessizlik hakim olacak büyü tüm görkemiyle kainatı yeniden dolduracaktı kazanan ile kaybeden o zaman belli olacak renkler gerçekten de sonsuza dek birbirinden ayrılacaktı. büyülü evrene hoşgeldiniz diyecek kocaman ağızlarıyla gülümseyeceklerdi, dünya daha bir tozpembe görünecek çok aşağılarda gökyüzünün sessizlik dolu zarlarının altında ışıklar bir bir yanmaya başlayacaktı, dünya o zaman da bu zaman da benzer türküsüne devam edecekti. |