0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
79
Okunma
BARIŞÇA YAŞAYAN ADAM,
BARIŞ MANÇO’YA:
Gönlümüzde iz bırakan, dillerdeki türküsün,
Yıllar geçse ne çıkar, hâlâ bizimle gülüşün.
Sakalların rüzgâr gibi, saçların gibi uzun,
Sen gittin ama kalbimizde hâlâ yaşıyor yüzün.
Bir "Barış" dedik adınla, dünya susar barışır,
Şarkıların bir dua, yüreklere karışır.
Çocuklara umut oldun, yaşlılara bir sığınak,
Ne güzeldi seninle her yol, her durak, her konak.
Yedi’den yetmiş yediye, açtın gönül kapılarını,
Adam olacak çocuklar, ezber etti adını.
Ellerinde mikrofon, gözlerinde sevda vardı,
Dostlukla ördün kalpleri, sesinle derman sardı.
"Domates, biber, patlıcan", şenlikti sofralar hep,
Sarı çizmeli Mehmet Ağa, dertlere çeken kelep.
"Unutamadım" dedikçe, çoğaldı hıçkırıklar,
"Can bedenden çıkmayınca", ayrılmaz dostluklar.
Gülpembe’nin gülüşüydü baharın habercisi,
Seninle güldü bülbüller, sustu aşkın geçicisi.
Sözlerinle giydirdin nice duygusuz ruhları,
Müziğinle aydınlattın karanlık sokakları.
"Ali yazar Veli bozar" dedin, adalet oldu,
"Halil İbrahim Sofrası" birden bereket doldu.
Sen ne büyük çelebiydin, geçtin ülkeden ülkeye,
Yamyam sofrasında bile sundun dost eli diye.
Eşek dosttu sana, hor görmedin hiçbir canı,
Gönlünde çiçek açardı her mazlumun her yanı.
Belçika’da öğrendin, Anadolu’da doğdun sen,
Bir elimizde saz oldun, bir elimizde kalem.
Kimi zaman film oldun, kimi zaman bir roman,
Sahne senin meclisindi, notalarla dolan.
Her kostüm bir masaldı, ışıklar altında gül,
Sesinle dirilirdi aşk, hasret, ayrılık, hüzün, kül…
Adam oldular, büyüdü senin çocukların,
Sana eşlik ettiler yıllarca şarkıların.
Bir gün sessiz sedasız, çekip gittin geceye,
81300 numara kaldı bir tek geriye…
Kadıköy’de bir ev şimdi, anıların şahidi,
Müze oldu yüreğimiz, kalbimiz en hakiki.
Sana yazılan şiirler bitmeyecek hiçbir gün,
Barış abi, ışığınla aydınlanacak gönül düğün.
Sen öldün denilmesin, sen ölümsüz bir ışıksın,
Her dizede nefessin, her kalpte barışıksın.
Ne yıldızlar unutur seni, ne de aylar,
Türküler var oldukça Barış Manço var!