2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
208
Okunma
Allı, morlu çiçek dolmuş ovalar
Kaypak günler birbirini kovalar
Rafa kalktı su sızdırmaz aralar
Sevdiğim, canana darılmış gibi
Islanmış kirpiği bilmem ki neden
Ak teni duruca, saf berrak sudan
Kendisi nazenin körpe bir fidan
Yay misali kaşlar gerilmiş gibi
Zülfünü sallayıp seslendiğinde
Lütfedip dalıma yaslandığında
Hele de gözleri puslandığında
Sızlar, ondan şirin görülmüş gibi
Varımı sermaye verdim de geldim
Ömrü ayağına serdim de geldim
Her bir rahatlığı yerdim de geldim
Peyderpey emrine sürülmüş gibi
Ben oldum o gülün bahtında diken
Yâre yan dediler, bana da tüken
Alnıma yazmışlar bu gamı çeken
O zaten gönlüme kurulmuş gibi
Eziyet dediğin ondan sorulur
Gizli gönül koyar, gizli darılır
Nazını yenerse bulur, sarılır
Bir çift söze dili dürülmüş gibi
Ekşitti yüzünü, yıktı kaşını
Kırk kafese çekti vuslat kuşunu
“Nasip” diye, diye eğdi başını
Binbir bahaneye sarılmış gibi
Çok uçtum yüksekten, birden çakıldım
Ayanda ağ idi, gördüm, takıldım
“Eyvallah” diyerek sindim, çekildim
Çılgın akan sular durulmuş gibi
5.0
100% (5)