1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
226
Okunma
Bir taşı alıp
konuşmak istiyorum onunla.
Çünkü o benden daha eski,
ve belki daha çok bekledi.
Bir ağacın köküne yaslanmış,
bir mendilin içinden düşmüş,
belki bir mezarın başında yıllarca susmuş.
Ben bu kadar susamam.
Gözlerim yoruldu insanlara bakmaktan.
Hepsi ya acele ediyor ya unutmuş gibi yürüyor.
Oysa ayakta kalmak başka bir şeydi eskiden —
şimdi yürüyen herkes
düşmekten korkuyor sadece.
Bir kadın geçti az önce,
elinde poşet, içinde ekmek.
Ekmeğin de bir şiiri var,
ama söylemiyor artık kimse.
Çünkü herkes doyuruyor karnını,
ama ruhu küflü bir ekmek gibi bekliyor rafta.
Ben ne zaman konuşsam içimden biri susuyor.
Bir kitap açıyorum,
bir kelime üstüme kapanıyor.
“Merhamet” mesela —
ne güzel kelimeydi,
şimdi bankalarda geçmiyor.
Ey insan,
kendine bile yabancı bir aynanın karşısında
kaç kez göz kırptın içindeki çocuğa?
Kaç kez sustun tam söyleyecekken "yorgunum" diye?
Ben bugün yorgun bir taş gibi oturdum.
Hiçbir yere varmadım.
Ama hiçbir şey de beni geçmedi.
5.0
100% (3)