BASMAYIN DAMARIMIZA
Ta peygamberimden beri rehber edindik kendimize.
Bütün mahlûkatı riyasız, karşılıksız sevmeyi. Yaratılanı, yaratandan dolayı severiz elbette. Ne olur damarımıza basmayın, üzmeyin bizi. Asırlarca birlikte yaşamadık mı bu topraklarda. Neden bu ihanet, neden arkadan vurmaya kalktınız. Aha Rus orada daha sevgili ise, oturun kucağına. Ne olur damarımıza basmayın, yoksa kızarız. Erzurum’a girerken Rus komutan, serdiniz yere. Üzerine basıp ta şehre girsin diye, Türk bayrağını. Sizden şerefli çıktı Rus, dedi bayrak olmaz yerde. Ne olur damarımıza basmayın, kuşanırız kılıcı. Anladınız mı Rus’un neden basmadığını bayrağa. Dedi ki; onlar şerefleriyle savaştılar, belki kaybettiler. Atından indi, eliyle topladı hem de büyük bir saygıyla. Ne olur damarımıza basmayın, şişmesin yürekler. Hala neyin peşindesiniz? Bizimle hesabınız ne? Yaptığınız katliamı bize mal etmek midir derdiniz? Gayret edin belki nail olursunuz Rus’taki şerefe. Ne olur damarımıza basmayın, sizi Erivan’da ezeriz. 17.12.2008/İstanbul |