4
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
298
Okunma
Postacı mektuplarını getiriyordu
Ben aşk yazıyordum... sana doğru
Kahrını gün batımına çizdim bu şehrin
Zindan gecelerine öğrettim aşkını
Korkum zombi adımlarına gizlenmişti
Ümidimi bahar bahçelerine salmıştım
Bakışlarımda mazinin izleri bulutlanmıştı
Suçlu kimdi ? Ben mi, mazim mi ?
Bu eller benim değil aslında, sen yazıyorsun
Sen, gözlerimin hasretini, kurtulamadığım yalnızlığımı
Bilemiyorum daha
Sana ne kadar mecburum
Ben, her gün yüreğim avuçlarımda ağlıyorum
Gözlerinse yüreğime paslı bir bıçak gibi saplanıyor
Gel, desem de gelemiyorsun
Tutuklanmışsın çaresizliğe
Sensiz bu şehri yakıp yıkmak geliyor içimden
Anlatamıyorum
Kalbimden kalbine
Yazsam da bu mektubu
Çöllerin susuzluğu indi yüreğime
Çılgın geceler bağrımda simsiyah
Sensizliğin tutuştuğu gönlümde
Mutluluk rüzgarları el vermiyor, nedendir
Nedendir gözlerim hiç mi, hiç gülmüyor
Korkulu gecelere nöbet tutuyor bakışlarım
Mevsimsizlik var iklimlerimde
İçimde tek mevsim sonbahar
Uçsuz bucaksız çöllerdeyim
Bir korkulu kuş misali yüreğim
Sen gittin ya
Her günüme ayrı ayrı düğüm atılır
Anladım ki
Geçip gitmiş aşkın mevsimi
Dinle sevdiğim
Bu son şarkıdır çalan
’Avuçlarımda hala sıcaklığın var inan’
Günay Koçak
10 / 7 / 2025
5.0
100% (9)