10
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
207
Okunma

İçimde yaradır bilmediğin sevdan
Görmeye görsün gözlerim uçan öksüz kuşları
Sonbahara tutuklanır tüm mevsimlerim
Düşen her yaprak ağlatır beni
Kırılmış yaşamlarda akşam oluyor
Karşında duruyorsa en ağır nedenler sesler
Bir kırık beşikte umutlar, gıcırtılıysa duvar
Kalıyor duvar diplerinde terk edilenler
Çatlayan aynalarda gözlerin ağlıyorsa
Şarkılar susmuş, renkler simsiyahsa
Resimler yol açıyorsa sağnaklara
Umutların bir köşede, sen yitik
Selam vermeden geçiyorsa kuşlar
Kapkara bulutlar gibi avare
Sıkıyorsa ruhunu kalabalıklar da tedirgin
Bir de çaresiz yorgun
Yaşamak artık en zor geliyor bitik
Bitmişse hayaller, yıkık sokaklar
Düşüyorsa kupkuru ağaçlardan yapraklar
Bir hasta, bir yorgun izbe köşelerde
İnliyorsa topraklar, topraklarda ne canlar
Kahrediyorsan yanmış yıkılmış hatıralara
Sebepsiz bir çıkmaza takılmışsan simsiyah
Kapkara geceler sonrası, beklediğin bir sabah
Ama, tutsaksın yine kör karanlıklara
Bir bulut geçtiğinde gözlerin taşıyorsa
Bin kere kaybedilmiş kahkahayı aşıyorsa
Sen olsaydın pembe masalların her satırında
Yine gülerdi gözlerim, yine her sabah
Bak; hangi yalnızlık benimki kadar özlem
Hangi ayrılık benimki kadar yaslı
Kifayetsiz kalıyor şimdi, her şarkı, teselli
Kutup güneşleri devrilir içime, içime
Ses ver artık çağırdığım vakit, kapılara koş
Günay Koçak
19.11.2025
5.0
100% (19)