7
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
366
Okunma

Kalpten göze dökülür birkaç damla,
Bir sükût kolundan iner yanağa.
Belli,
Ümitsizliğin suyundan içmişsin bir zaman,
Karanlıkta yitirmişsin en son sabahı.
Dert sofrasında diz çökmüş ellerin,
Aman dilemiş, susmuş dillerin.
Hastalığın hamurunu da tatmışsın,
Ve hâlâ çiğ kokar bugün nefesin.
Ama unutma:
O çiğlikte bile vardı bir imkân,
Bir ışıltı, bir kıvılcım;
Yanmaya hazır bir ocak beklerdi seni…
Yine de bilmezdin ümit pınarının kaynağını,
Küskündün hayrın şer ellerinde.
Kime, neye?..
Niçin tatmazdın şifanı o ocağın başında?
Oysa yanar, dumanı tüterdi;
Ama sen hâlâ çiğliktesin,
Henüz tamamlanmamış bir dua gibi…
İstemem, ey sevgili!
Sensiz bir bahar istemem.
İstemem, ey candan da öte!
Dert bende hoş, yeter ki sende bitsin.
İstemem, ey Şâfiim!
Şifam senden ayrılığa sebep olacaksa eğer,
İstemem, ey aşkın özü!
Çiğlik bende kalsın;
İstemem,
Yeter ki sen, ateşinle yakıp pişiresin beni!
Himmet senden;
Karamsarlık yakışmaz gönle.
İsyan mı? Hâşâ!
Sabırsız bir kalp neye lâyıktır ki?..
Hastalık da senden, şifa da...
Yüreğim yanacaksa yansın:
Senin adınla,
Sana doğru,
İçli bir teslimiyetle…
5.0
100% (11)