0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
98
Okunma
Musallat olmuş gecenin en suskun anı
ruhuma değen ıssız bir ezgi gibi…
Ne yıldıza dokunabiliyorum,
ne yeryüzüne sığabiliyorum artık.
Zaman kırık bir aynada yankılanıyor,
baktıkça çoğalan suretler içindeyim.
Bir çocuk ağlıyor içimde,
avucunda kayıp bir oyuncak gibi umut…
Her şehir aynı karanlığa uyanıyor,
her insan aynı yokluğu taşıyor gözlerinde.
Ve biz,
birbirimizin gölgesine bile yabancı düşmüşüz.
Bir anne duası tutunmuş yüreğime,
bir yoksulun bakışı çökmüş sırtıma…
Kainat kadar ağır bir yalnızlık bu,
dilime sığmayan, kalbime taşan…
Musallat olmuş yitikler bana,
adını anamadığım sevinçler,
uğramamış baharlar,
yarım kalmış vedalar…
Barışa musallat olmuş eller görüyorum,
kanla yazılmış haritalar,
duvara yaslanmış öksüz bir çocuğun gözbebeklerinde savaş…
Sınırlar büyüdükçe küçülen vicdanlar,
bir silahın sustuğu her yerde
bir insan yeniden doğuyor aslında.
Ve biz ki,
aynı gökyüzüne bakıp ağlamış milletleriz,
aynı ateşte yanmış dillerin çevirisiyiz.
Ne zaman ki bir çocuğun gülüşüyle barıştık,
işte o zaman insan olduk,
işte o zaman dünya biraz daha döndü…
Ey göğe sığınan serçenin duası!
Ey hâlâ umut eden bir insanın bakışı!
Bu şiir sana…
Düşmesin diye içindeki ışık,
musallat olmasın diye karanlık,
Bu şiir sana..
23 Haziran 2025 - 16:40
𝓡𝓪𝓶𝓪𝓴 𝓚𝓪𝓵𝓭𝓲 / Samim İĞDE
5.0
100% (1)