2
Yorum
13
Beğeni
4,0
Puan
298
Okunma
Toprağın teni titrer usulca
annenin kurumuş göğsü
bir sükûtun çatlağında
nefes alıp verir yaşam,
sanki kırılmış bir aynanın soluğu gibi
kıpırtısız bekler
toprak.
Açlık,
bir yankı gibi çoğalır her kıvrımda.
Tenhalaşan yalnızlık
ve içinden devinen o puslu korku
ve yılmayan
o bitimsiz rüya
Bir kabusun koynunda
çürür yarın,
bekler tohum
düşünde belki bir gövde kurar
bir ırmak.
İçimde bir çağrı mı yankılanır
bir yerlerde
güneş, kehribar gibi dökülür
uzun ufukların sırtına,
toprağı yumruklayan
çıplak adımların izinden
fışkırır çığlık,
sevinç,
gökyüzüne bir boya gibi yayılır
içten bir vurukla
çırpınır yürek.
Solgun bir çiçeğin
son yaprağı
usulca dökülür zamana
bir tüy gibi,
sezgi gibi,
cemre gibi
iniverir kıyıma.
Kim sürgünde
kim susmuş
kim silinmiş
kim bir sessizliğe gömülmüş
şahit olur zaman,
ve zaman
her şeyi unutur gibi
hatırlar.
5.0
75% (3)
1.0
25% (1)