0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
138
Okunma
İsimsiz geldik bu kırık zamana,
İzinsiz geçtik yorgun düşlerden,
İzansız sorular bıraktık göğe;
Cevapsız, niyetsiz, tarifsiz…
Mizansız sahnelere atıldık,
Rolsüz, kostümsüz, alkışsız.
Dekordan muaf bir hikâye;
Duvarlar suskun, kapılar kilit.
Issız kalmış içimizde
Sessiz bir isyan büyüttük.
Yankısız sokaklarda yürüdük ağır aksak;
Gölgesiz, izsiz, yönsüz…
Kimsesiz bir dua gibi
Dudaksız bir acıya,
Dur durak bilmeyen bir sancıya sürüldük.
Temsilsiz bir umut belki,
Biçimsiz bir yankı…
İsimsiz kaldı sevda,
İzinsiz dokundu rüzgâr.
İzansız gitti gülüşler,
Mizansız çöktü perde.
Şekilsiz bir özlem,
Aktı gece adlı zamanın kıyısından.
Yansız aynalara mahkûm edildik;
Yansıma yok, kimlikler eksik!
Kayıtsız kaldı takvimler,
Sayfasız günler,
Ve z-amansız vedalar doluştu
Cümlesiz mektuplara…
Anlamsız bir sessizlikle
Çürüdü içimizdeki hayat,
Hakikatsiz bir son;
Kurgusuz, tutarsız,
Fikirsiz, failsiz bir suç gibi…
Ve biz,
Biz hâlâ burada,
Bir “hiç” gölgesindeyiz…
Yaşarken gömüldük kelimelerin altına,
Ne bir isim taşıdık, ne bir dua.
Unutulmakla anılmak arasında;
Dondu, durdu, yitti, bitti zaman…
Bir yalnızlık ki künyesiz,
Bir ağırlık ki kefensiz…
Ve yaşarken ölmek; alabildiğine sessiz.
İsimsiz… izinsiz… izansız… mizansız…
Ve belki de vadesiz bir varoluşa
Çırılçıplak örnekti soluduğumuz nefeslerimiz…
Aynaya bile düşmeyen bir gölgeydik biz; çoktan silinmiş bir iz.
13 Haziran 2025 / 23:52
𝓡𝓪𝓶𝓪𝓴 𝓚𝓪𝓵𝓭𝓲 / Samim İĞDE
5.0
100% (2)