0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
69
Okunma
Bir sesin yankısı gibi…
Duyar gibiyim adını,
Ama dokunamıyorum.
Uzanıyorum gecelere,
Senin olmadığın bir boşluğa çarpıyor ellerim.
Ne sen anlatabildin,
Ne ben söyleyebildim içimdeki yangını.
Her kelime sustuğumda büyüdü,
Gözlerimin dibinde bir hüzün tortusu,
Sesimin boğazıma düğüm oluşu senin eserin.
Sen ki…
Her sabahı adınla başlatan,
Her geceyi gözlerinle bitiren
Kalbimde iz bırakan tek yabancısın.
Ama adını haykıramadığım en tanıdık sensin.
Biliyorum…
Sen de sustun,
Benim gibi…
Ağzınla değil, kalbinle sevdin beni.
Sadece bakarak anlattın her şeyi
Ben de susarak sevdim seni.
Dünyanın en sessiz çığlığıydık biz.
İçimde büyüyen bir fotoğraf gibi,
Gözlerimden düşmeyen bir düş gibisin.
Kokun, bir zamanlar sarıldığım kış geceleri gibi soğuk şimdi,
Ama hâlâ sıcacık tenimde anılarınla.
Ne zaman bir rüzgâr esse,
Sen sanıyorum.
Bir yabancı gülümsese,
Yüreğim senin sandığına sarılıyor.
Gülüşünle yanıyor içim…
Gelmeyişinle sönüyor gecem.
Sana gelmeyi istedim çok.
Ama yollar hep bir başka yöne aktı.
Kader mi döndürdü bizi birbirimizden?
Yoksa biz mi korktuk sevilmekten bu kadar derin?
Bak, hâlâ buradayım.
Ne seni unuttum,
Ne bir başka tende kaybolabildim.
Yarım kalan her söz,
Bir hançer gibi saplı göğsümde.
Ama biliyorum...
Bir yerlerde sen de böyle susuyorsun.
Sen de böyle yanıyorsun.
Ve belki de
Bizim aşkımız,
Sadece suskunlukta var olacak.
Ve biz…
Ancak rüyalarda kavuşacağız.