0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
65
Okunma
ben, içinde senin olduğun bir şiire nasıl başlanır
ve o şiir nasıl bitirilir hiç öğrenemedim,
ya geç kaldım sana, yazdığım bir şiiri okumakta
ya erken bitirdim henüz anlatacaklarım varken
tamamlanmış bir şiirim de yoktur zaten
eksik kaldığıma şiir yazarken, şiirlerim eksik kaldı
sana şiir yazmak ve yalnız bir şiirle
beni seveceğini düşünmek ahmaklıktı
şu hayatta çok az şeyi doğru yaptım ben
sevmekten başka neyi doğru yaptığımı bilmeden
ve sen karşımda tırtıldan kelebeğe dönüşürken
ben içimin nehirlerinden bir yerde sana döküleceğim
benim bildiğim tüm yollar bir şekilde hep sana gelir,
bindiğim tüm otobüslerin son durağı sen
sana gül almakla, senin için kül olmak arasında
bazen tedirgin, bazen edilgin oldum ben
varlığın tefekkür ve teşekkür arasında ince çizgim
varlığın tanrıya olan inancım, kesin delilim
şimdi ikimizin arafında kaldı bazı şiirler,
ve asıl ikimizin arasında duranlar etik değiller
buğday sarılığında, ve ondan esmerdir tenin…
sıcak bir yaz gününde yüreğimi serinletir ellerin
yanına hiç veresiye gelmedim, acılarımı peşin ödedim
ve kimi sevdiysem şu hayatta, hep ölesiye sevdim
serin bir ekim sabahıyla,
soğuk bir nisan akşamı arasında…
acılı, acısız, mutlu ve mutsuz geçmiş günlerim
şimdi hakkında hiçbir şey bilmediğim bir yerdeyim
bir akşamüstü gün batarken Florya’da
turuncunun ve mavinin tonlarına karış
sana yazdığım bir şiiri okurken
iki kıta arasında benimle yeniden tanış
ben Merter yolunda dik bir yokuş oluyorum bazen
bazen seninle aynı metrobüsü paylaşan bir yolcu
yanında hangi zamana ait olduğumu bilmeden
masandaki zeytin ağacının taneleri oluyorum birden
ve yer çekimine yenik düşerek döküyorum yapraklarımı
en canlı tonu sende saklı kahverengi gözlerine bakarken
sen ise saçlarını savuruyorsun
bir yönden başka bir yöne, söylediklerime gülerken
bir pazar akşamı ansızın fark ettim
çelik zırhlar içinde sakladığım, içimdeki yerini
ve ilk ışıkla kaybolana dek seyrettim gökyüzünde seni
şimdi bu duvarları tel örgülerle yerde hangi yöne yürüsem
bir şekilde yine senin hayatına değer miyim
seni sevdiğimi herkese anlatsam başını öne eğer miyim
biliyorum geçmişim çarpık bir kentleşme yeri
ve aramızda örülmüş, yıkılması güç bir duvar
karışmayan kalmamış bu kavgaya ayırmak niyetiyle
başarılı da olup, ayırmışlar bizi bir şekilde
biz ise barışacağımıza aldanıp, belki sadece ben
imkansız dileklerle yalvarmışım bizi yaradana
şimdi senden binlerce kilometre uzaktayım sevgilim,
Atlantik okyanusu kıyılarında sakince oturuyorum
ve gün batımlarında yine seni düşünerek içiyorum sigaramı
geceler uzun ve aydınlık ve bazen gökyüzü cam gibi
inanır mısın burada yıldızlar bile başka görünüyor,
kaç yıldız kaydı, ben seni diledim
oniki bin kilometre uzaktasın benden
ve her an yanımdasın bil istedim…
29.11.2024
Miami, A.B.D.