'''MEÇHULE'''
Sararmış yaprak gördüm yerde, bitkin halde
Sokuldum usulca, derdin nedir bana söyle Neden kimden bezersin, niçin yerde yatarsın Yoksa küskün müsün ama melalini eyle. Yıllar öncesiydi, Leyla’ ya tutulup çok sevmiştim Saman alevi saçlarına, endamına yenilmiştim Kılıç çeken gözlerini hayranla seyredip Diyar diyar peşinden koşup, avare eylemiştim. Gamze yanaklı, deniz gözlü, pınar sözlüydü, Yürürken sallanır, görünürdü yüzündeki hüznü Güneşi andıran tılsımı, latif daldan ibaret kolları Libası Allah versin diyor, takınmıştı adab-ı erkânı. Zaman su gibi aktı, başladım aşkını anlatmaya Bakıp bakıp gülümsedi, sen kim ben kim ola Var mı içinde aşk yarası, yüreği yanık sevda Olmaz ki üstadım, bunlar sende olmadıkça. Ben dedi, zor günler geçirip dağı taşı deldim Yarenimin yüzünden, çevreme karşı geldim Ne öğrendimse, ama hep ondan öğrendim Kısmet bana değilmiş, toprak olup göğe yükseldim. Makama, şana, şöhrete değer verip biçmedim Görünüş denen hevayı, yoldaş edinmedim Neşe saçan kır çiçeğini başına serip Masumane sevdama saygı duydun diledim. Murat AYDIN Müteessir olmadım inan, tutuştum aşkından Alevler içerisinde kalsam da, yandım yâdından Mecnun olup çıksam da yollara, dönmedim sözümden İstedim ki umudum olsun, kendimce yarınlarımdan |
Görünüş denen hevayı, yoldaş edinmedim
Neşe saçan kır çiçeğini başına serip
Masumane sevdama saygı duydun diledim
çok güzeldi
efem
...