7
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
651
Okunma

Her aşkın bir yangını vardır; kimi gülün dikeniyle yanar, kimi vuslatla söner… Lakin en sessiz, en derin ve en kavurucu yangın, firakın ateşidir. Bu şiir, işte o ateşin kül etmeyen, ama insanı içten içe yakan halidir.
"Ey Firakın Ateşi", ayrılığın sessiz çığlıklarında büyüyen bir yakarıştır. Bu mısralarda sadece bir sevgilinin gidişi değil, aynı zamanda zamanın sustuğu, kalbin konuştuğu, gözlerin dilsizce anlattığı o büyük boşluk yankılanır. Her dize, kalpte açılan bir yârin iziyle yanar, kavrulur.
Bu şiir, bekleyenin duasıdır. Gelenin sessizliğiyle konuşur, gitmeyenin ismiyle susar. Ve her okuyuşta, bir gönlün yandığı yerden yeniden filizlenir umut, yeniden dirilir kelimeler.
Ey firak…
Ateşinle yanarken bile seni unutmayan yürekler oldukça, bu şiir yaşayacaktır.
Cennet tebessümünün dudak kıvrımları
Namütenahi kirpiklerin firak yasında küllenmek haram
Ağıt tadında sitemlerle harlıyorum sevdamı
Gün batımı efkârıdır bakışların
Ey dudaklarımın sükût orucu..!
Gözbebeklerinden tuttuğum buğu eritti kalbimi
Arz ettikçe ruhumu ruhuna
Fersah fersah büyüdü gönlüm hudutları…
Sessizlikle konuşurum adını her seher,
Yıldızlar bile duyar kalbimin ezberini.
Bir duadır her nefes,
Bir yakarıştır dudaklarımda adını anarken…
Ben sana ulaşmayı değil,
Sende erimeyi murat ettim.
Çünkü aşk, vuslatla değil, feda ile kemale erer.
Yüzünü görmeden iman ettim sana,
Bir ayet gibi, bir sır gibi sakladım içimde.
İsmin, gecemin en nurani secdesidir.
Her harfinde bir mana saklı,
Her hecesiyle ruhumu arındıran…
Ben seni sevmeyi değil,
Seninle yok olmayı istedim.
Çünkü bazı aşklar bir tende yaşanmaz,
Bir ömrü değil,
Bir ömrün ötesini ister…
İçimdeki yangına su değil,
Senin ateşin gerek.
Çünkü ancak senin ateşinle
Küllerimden yeniden doğarım.
Sensizlik öyle ağır ki
Zaman bile taşıyamıyor bendeki seni...
Ey varlığımın dilsiz duası,
Kâinatın kalbinde saklı sır,
Ben seni susarak seviyorum,
Çünkü aşk, bazen
Sadece Allah’a anlatılır.