9
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1726
Okunma
Mazideki eski İstanbul,
bir masal gibi gelir,
Zaman tünelinde kaybolur,
geçmişin izlerini siler.
Sokaklarında tarih kokusu,
her adımda ışıldar,
Gözlerde yaşlı bir tebessüm,
anılarla dolar taşar.
Eski İstanbul’un dar sokakları,
çınar ağaçlarıyla süslenir,
Tarihi yapılar yükselir,
gönüllerde sonsuz bir hüzün beslenir.
Boğazın mavisiyle buluşur,
martıların konduğu vapurlara,
Kırlangıçların çığlıkları,
rüzgarın şarkısı eşlik eder yıldızlara.
Ah o eski İstanbul çarşıları,
rengarenk dünyalar barındırır,
Tatların, kokuların, renklerin
birleştiği bir şölen gibidir.
Çay ocaklarında muhabbet,
kahvehanelerde sohbet duyulur,
Bir fincan kahvenin ardında,
hayatın tadı yeniden solunur.
Geceleri kandil gibi yanar
Suriçi’nin yorgun lambaları,
Eyüp’te dua, Galata’da sır,
Üsküdar’da hüzünle çalar ezgileri.
Bir güvercin kanadında taşır
sır dolu cami avlularını,
Ve her sabah Topkapı’dan süzülür,
asırlık bir sabırla güneşin adımları.
5.0
100% (14)