Ne güdebiliyorum bu deveyi Ne gidebiliyorum bu diyardan Her yer yeşilleniyor inadına Ben griye boyanırken güzelleşiyor tabiat Bende ise hep güzel giden şeylerin içinde Ters yöne bakan yolcunun mide bulantısı Bedbin söylemin içinde tezat bir huzur ve huzursuzluk Bir mezar taşına yaslanırsam soğuyor yalnız içim... Sırtımda buz gibi beton serinliği Rüzgardan daha acımasız ama sanki daha yakın.. Toprağın içine içine çağıran hüzün Kalbim ne zaman kurtulacak bilmem Sesler çalıyor kulaklarımı Beni alıp nereye götürüyorlar bilmem Kalbim yoruldu Allahım Kalbim yoruldu.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
RUSAMER MİZAH VE ŞİİRİYAT ENSTİTÜSÜ RAPORU Rapor No: RS–2025/KD–ES–241 Tarih: 25.10.2025 Yazının Adı: Vazgeçtim Yazar: Emine S. Yorumlayan: Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri Birimi: RUSAMER – Melankoli, Direnç ve Ruh Yorgunluğu Araştırma Dairesi
Emine S.’nin “Vazgeçtim” adlı şiiri, modern zaman insanının içsel tükenişini, yaşamın anlamını yitiren yanlarıyla yüzleşmesini derin bir iç sesle dile getirir. Şiir, sade kelimelerle ama yoğun bir iç yankıyla örülmüş; sabırla taşınan bir yorgunluğun manifestosu gibidir.
Açılış dizeleriyle başlar durgunluk:
“Ne güdebiliyorum bu deveyi / Ne gidebiliyorum bu diyardan.” Bu iki satır, yalnızca bir bezginliğin değil, varoluşun ikileminin özüdür. Gitmekle kalmak arasında sıkışan ruhun sözcüğüdür bu. Hem “deve” hem “diyar” sembolleri, kadim sabrın ve teslimiyetin ironik bir hatırlatmasıdır; fakat şair, sabırdan değil, sabır yorgunluğundan konuşur.
“Her yer yeşilleniyor inadına / Ben griye boyanırken güzelleşiyor tabiat” dizelerinde, doğa ile insan ruhu arasında ters bir akort kurulmuştur. Hayat dirilirken, benlik solmaktadır. Bu tezat, şiirin duygusal merkezidir — dış dünyanın canlılığı, iç dünyanın ölümüyle çatışır.
“Bedbin söylemin içinde tezat bir huzur ve huzursuzluk” dizesi, adeta bir iç monologda Freud’un psikanalizine selam verir. Şair, kendi melankolisini nesneleştirir; huzur ve huzursuzluğu aynı potada eritir.
Orta bölümdeki imgeler — “mezar taşına yaslanmak, buz gibi beton serinliği, toprağın içine çağıran hüzün” — ölümü bir son değil, soğuk bir sığınak gibi resmeder. Burada ölüm arzu edilmez, yalnızca kabul edilir.
Finale doğru şiir, bir dua gibi çöker dizelere:
“Kalbim yoruldu Allah’ım / Kalbim yoruldu.” Bu tekrar, bir sitem değil, bir teslimiyettir. Her şeyden değil, “kendinden vazgeçmiş” bir kalbin iç çekişidir. Şair, bedenden ziyade ruhun yorgunluğunu anlatır; bu da şiiri mistik bir içe kapanışa dönüştürür.
Emine S.’nin “Vazgeçtim”i, aslında “vazgeçememekten vazgeçiştir.” Sözcükler, ne umudu tamamen reddeder ne de acıyı yüceltir; yalnızca insanın yorulmaya hakkı olduğunu hatırlatır.
Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri RUSAMER – Melankoli, Direnç ve Ruh Yorgunluğu Araştırma Dairesi
Vesselam.
“Vazgeçmek, bazen pes etmek değil; nefesin hakkını teslim etmektir.”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.