314-KILDAN İNCEYMİŞ BOYNU
İnsanları kemiyyet, taşları sermayedir.
Boynumuza dolanan, sarmaşıktan dikendir Topraklarım yastadır. Çünkü sürgünde evim Eski köy, yeni adet. Bu dağlar ata yerim. Sürgün ki ölüme eş. Direnmenin çeşmesi, Oluklarda kan akar, zor olacak içmesi. İçilmedi. İçilmez. Sonunda çıktı kusmuk. Çocuklarda ses boğuk. Feryadındadır yokluk. Beş yılın hesabını, beş güne, sığdırması? Gerektir bu defterin, vaktinde toplanması. Hiç kimse duyamadı. Duyulmaya gerek yok. Hesaplar kapatılmış, bir haftalık vakit yok. İbrahim olsun ismi, ister ise Abraham, Sebepler yere batsın. Beynime sığdıramam. Tarihin satırında, kıldan inceymiş boynu. Sanılmasın ölümler, burda kader oyunu. Teklikler neden bende, çoğunluklar sendedir Bağcıyı bağ yerinde, dağdan gelip dövmektir. Kar altında gül açsa, toplar yine yakardık. Yıldızları çok fazla, sönmeli diyen mantık. Ayaklar takılmasın, yakılmış taş evlere, Yasakladı vadiyi, terk etti çiftliklere. Kemikler konuşacak, köpekler çıkardıkça, Tarihler değişecek, akıllar durmadıkça. Tılsımına sarılmak, hafakanlar içinde, Sabırı büyütmekte, ölümler vadisinde. Acı okumaktayım, kaderinde, ahında. Her satırında tarihin, insanın sayfasında. Sen bizi affet tarih, varlığını unuttuk Utanarak karşında, şimdi, sıraya durduk. Şahin HANELÇİ 23 Kasım –2006 Elazığ |