Sevgili üstadım Merhaba.

Enver Özçağlayan, kalemiyle olduğu kadar Türk sanat musikisi de harcadığı emekleriyle önemli bir değerimizdir. Kendi değişiyle kelimenin tam anlamıyla bir Aksakaldır.

Kaleme aldığı bu şiir, onun derin düşünceleri ve yaşamın zorluklarıyla yüzleşmiş olmanın izlerini taşıyor. Şiirinin içindeki hayat deneyimi, insanın zamanla yüzleştiği duygusal bir yoğunluğu ve yaşamın getirdiği sorumlulukları yansıtır. Özçağlayan'ın şiirindeki anlam katmanları, onu sadece bir şair değil, bir yaşamı derinlemesine anlatan bir anlatıcı yapmaktadır.

Şiirin Teknik İncelemesine bakacak olursak

1. Duygusal Derinlik ve Lirizm: Şiir, en temel düzeyde bir özlemi ve yaşamın yükünü taşıyan bir içsel monologu sunuyor. Şairin hayatla ilgili hissettiği memnuniyet ve şükür duygusu, son derece samimi ve gerçek. Özçağlayan, kişisel deneyimlerini ve içsel çatışmalarını, her bir dizede farklı bir bakış açısıyla işliyor. Lirizm, her bir kelimede hayatın geçiciliğini ve değerini derinlemesine hissettiriyor.


2. İmgeler ve Metaforlar: Şiirinde, "naz-ü işvelerle ömrümü yordu" ve "kahrından hazzına vakit mi kaldı?" gibi ifadelerle, insanın hayatındaki içsel mücadeleyi ve yaşadığı pişmanlıkları belirginleştiriyor. "Böyle bir yâr ile ömür tükettim" ifadesi, şairin hayatındaki bir kadının onun dünyasındaki yerini anlatırken, "güzelliği nice gönüller çaldı" imgesiyle de bir kadının çekiciliği ve bu güzelliğin yarattığı etkiler üzerinde duruluyor.


3. Şiirsel Yapı: Şiir serbest ölçüyle yazılmış, ama her bir mısra bir bütünlük içerisinde birleşmiş. Şair, içindeki duyguyu yansıtma noktasında ölçüsüz bir özgürlükle, fakat son derece düzenli bir dil kullanımıyla yazmış. Her dizede bir öykü anlatılmakta ve okurda derin düşünceler uyandırılmaktadır. Ayrıca, "Türk anası için dağlarca settim" dizesindeki anlam yüklü anlatım, şiirin evrensel ve kültürel bir katmanını da barındırıyor.


4. İçsel Çatışma ve Yaşamın Yükü: "Tükenmez istekler belimi büktü, çocuklar, torunlar üstüme çöktü" dizesi, yaşlanan bir adamın hayatındaki zorlukları ve sorumlulukları anlatırken, aynı zamanda "Allah’ım, verdiğin ne güzel yüktü" şeklindeki şükür, hayatın her zorluğunun bir anlamı olduğunu vurguluyor.



Sonuç ve Dilek:

Enver Özçağlayan’ın şiiri, hem kişisel bir hesaplaşmayı hem de derin bir içsel huzuru ortaya koyuyor. Şairin, yaşamın yükleriyle başa çıkarken verdiği şükür ve kabul, onun yaşam anlayışını çok güzel bir şekilde yansıtıyor. Şiirindeki duygusal yoğunluk, yaşamın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor ve her bir kelimesiyle okura yaşamı ve ona dair duyguları derinlemesine hissettiriyor.

Sayın Özçağlayan’ın kalemi, musikimize katkısı ve hayatı, şairin büyük bir entelektüel birikime ve derin bir ruhsal olgunluğa sahip olduğunu kanıtlıyor. Bu şiir, hem bir şairin hem de bir insanın içsel yolculuğunu anlamlı bir biçimde anlatıyor.

Şiir, hayatı ve onun getirdiği zorlukları olduğu gibi kabul etmenin, insanın ne kadar derin bir olgunluğa erişebileceğini anlatan güçlü bir eserdir. Bu tür eserler, sadece sanatsal değer taşımakla kalmaz, aynı zamanda insan ruhunun derinliklerine inmeyi, onu anlamayı da sağlar.

Saygı ve hürmetlerimi sunuyor ellerinizden öpüyorum

Çeken bir sen değilsin, fifti fifti gideriz
Allah'tan gelenlere, sabır şükür ederiz
Düzenler bozulmasın davasını güderiz
Gönlümden çekip gitti, ben zaten gidecektim.
N.O.

Manidar bir şiirle karşıma çıktın. Maalesef bazen evdeki hesap çarşıya uymuyor. Ancak Dimyat'a giderken bulgurdan da olmamalı demiş atalar. Allah'tan her şeyin hayırlısını diledim. Bazı şikayetler hariç dilediğim de oldu. Kutlarım duyguların dile getirilişini, şiirini ve seni. Selam ve sevgilerimle dostum.

Öyle bir çağ ki bu, herkesin özlemi bir arayış, bir buluş. Ama işte, içimizdeki kırık dökük hayallerin arasında bulduğumuz tek gerçek belki de bu: "Bazen bir gülüş, zamanlardan daha değerli." Ama ne var ki, belki de bizler, her birimiz birer yitik sevda, her birimiz birer unutulmuş sözcük... Ah, ne de olsa dünya dönüyor, bizler de düşlerimizi izliyoruz.

Yüreğinize sağlık