BİR GÜNEŞ DOĞUYOR
Karanlıklarda artık göz gözü görmüyor,
Daha kopan kolları, Parçalanan kafaları Zorlanan bacılarımızı unutmadık. “Kaderimiz” deyip yaşadık. Anlamamazlıktan geldik haksızlığı Savunmak imkansızdı haklıyı. Ve kulluk ettik padişaha Adım atamadık soramadan. Bağımsızlığı savunmak ne kelime Adını bile alamadık ağzımıza Kalben inandık da Türklüğümüze “Türk’üz” diyemedik… Yeter artık bu zulüm Bağımlı yaşamaktan daha iyidir ölüm! Bir galibiyet yetişti imdadımıza Bulutların arkasında saklanan bu güneş Bizim artık. Ellerin göz koyduğu bu topraklar Bizim... Bizi bizden sorsunlar şimdi Başındaki sahte tacı ile Yunan’a, İtalyan’a, Fransız’a satana değil! Kalbimiz versin adımlarımızın ölçüsünü Türk kendi versin kararını. Özgürlük ısıtsın soğuyan havayı, Halk seçsin yöneticisini. Ve işte 29 Ekim 1923! El ele verdik Ata’mızla. Karanlıklara sur çektik, Genç, ihtiyar, çoluk-çocuk, analarımızla Öptük bayrağımızı çektik göndere Yükselttik sesimizi de onunla birlikte: “YÖNETEN DE BİZİZ YÖNETİLEN DE SEN BİZİMSİN CUMHURİYET YAŞATACAĞIZ SENİ İLELEBET, ELELE! ” HATİCE ERDEMİR KUZU 1985-LİSE GÜNLÜĞÜ’MDEN |
El ele verdik Ata’mızla.
Karanlıklara sur çektik,
Genç, ihtiyar, çoluk-çocuk, analarımızla
Öptük bayrağımızı çektik göndere
Yükselttik sesimizi de onunla birlikte
Bu duyguların ben türküm diyenlerde artarak devam ettiğine inanıyorum
Harik abir anlatım kaleminiz daim olsun