2
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
137
Okunma
Var mısın
-kim var denince
hiç tereddütsüz
-ben varım demeye
Hazır mısın
ilk emirde
yollara düşmeye
Giyinip heybet esvabını,
korkakların üstüne çökmeye
Söyle
taşıdığın beden
sergiler mi omurgalı bir cesaret
titretir mi muhatabını gördüğü yerde
Gözlerin
bakar mı en keskininden
sıkar mı bir kurşun gözbebeklerin
vurur mu zalimi
kalbinin orta yerinden
Dilin okur mu
en üst perdeden
söylenmemiş ne kaldıysa geriye
mazlumun susturulan sesinden
Haykırıp nidâ nidâ
ulaştırır mı bihaber umarsızlara
kesilen son nefeslerden
Elerin
parçalar mı zulmü
böler mi bin yerinden
kaldırır mı düşen hakkı,
kırılan onuru,
toplar mı dağıldığı yerden
Ayakların
çiğner mi
çiğnenen gururların müsebbibini,
ezer mi hiç acımadan
insanlığın üstünde tepinenleri
Ya yüreğin
buğzetmekten başka ne yapar söyle
yanar mı kor gibi alev alev
yükselir mi içinde harlanan ateş
yakar mı katilleri bir bir
Önce yokla bakalım
yerinde mi yüreğin hele
Ve yürek mi gerrçekten
bir et parçasından öte
Vasfın eşrefi mahlûk mu
Alâ-yı illiyyine uzanan,
Ya esfeli safilinden uzak mısın fersah fersah onu söyle.
Yok,bir cesetten ibaretsen eğer
bakışların korkuya gebe
ellerin boğacak kadar marifetli
ayakların ezecek kadar kudretli değilse
Dilin hapis
dudakların mühürlü
Ve yüreğinde ürkek kuşlar
uçuyorsa bir köşeden bir köşeye
sen dur orada
hiç zahmet etme
Bize
cesarette aslan
sebatta dost
yeisle düşman
yürüyüşüyle ölümü korkutan
zülfikâr sahibi bilek
’Ahzab’daki yiğitler gibi
Hamza yürekliler gerek.
5.0
100% (9)