1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
30
Okunma
ANKARA ADIM
Ankara, bugün yine takınmış, takıştırmış.
Anıttepe, güneş’i kendine yakıştırmış.
Yansımakta Atatürk, Ulu Ruh, Nurlu Güneş!
Evrenlerden armağan, bize Işık ve Güneş.
Çankaya Köşkümüz’ün, yanarken ışıkları,
Atakule’ye çıkmış sevdalı âşıkları .
Başkent Öğretmen Evi, Başbuğ’a el sallıyor.
Anıtkabir, buradan, her mekanı kolluyor.
Gazi Üniversitesi’nin, görkemi, kubbesinde,
Şeker Öğrenci Yurdu’n, yadı var, her sesinde…
Her yerinde gezindim, genç Çağrı beni yaktı!
Ayaklarım altından, geçmişin izi aktı…
Ülkü, nurlu güneşti, aydınlanarak coştuk!
Heyecanlı yığınlar, Tanrı Dağlara koştuk!
Maziden sıyrılarak, uzaklaştı gözlerim.
Muazzam Kocatepe, hayran kaldı bu serim.
Kocatepe Camisi, büyülüyor baktıkça,
Gönüllerde ışığın, birer birer yaktıkça.
Kocaman Hacettepe, Taceddin misafiri,
Cenneti dolaşırken, göz kovar, her Kafir’i.
Yörükdede Türbesi, yamaca otağ kurmuş,
Her saat her dakika, “Hu, Allah!” deyip durmuş.
Hasretlik bu Dergaha, canlarına tak etmiş,
Bu iman, bu inançla, bu yerleri hak etmiş.
Taceddin Dergahı’nın, yanıyor ışıkları,
Muhsin YAZICIOĞLU, nöbettedir Şıhları.
Geç Kalan Mescidi’yle, Âkif’in Evi yakın,
Hacı Musa, Taceddin, Karacabey’e akın.
Ankara tablosuna, bakıp bakıp dalmışım,
Manzaraya bakmaktan, çakılarak kalmışım.
Bu Ankara güzeli, yaktı yandırdı beni.
Edalı, işvesiyle, yine kandırdırdı beni…
Saçları dalga dalga, bulut mavi gözleri,
Baktıkça büyülüyor, mest ediyor sözleri.
Uzandım dizlerine, dalmışım gözlerine,
Bu güzel sevgilinin, büyülü sözlerine.
Söz sözü açtı gitti, hoş sohbeten aymadık,
Kapıldım Ankara’ya, hiç vuslata doymadık.
Ellerimden tutarak, çekti de, beni dara,
Dağladı yüreğimi, köz köz etti, kapkara .
Ben, o oldum, o da ben, dedi: “Adım Ankara!
Senin de bu talihin, bana benzer, kapkara !...”
21 Eylül 2010 Ankara/Erzurum Mahallesi
5.0
100% (2)