Birbirlerine hiç hazır olmadıkları bir zamanda rastladılar. Kalpleri yorgundu, ruhları karmaşık… Ama o karmaşanın ortasında, birbirlerine öyle iyi geldiler ki, her şeyin sadece bir tesadüf olmadığını hissediyorlardı. Onlar, kelimelerle değil, bakışlarla konuşmayı öğrenmişti.
Birbirlerini seviyorlardı ama adını koyamıyorlardı. Ne sevgili oldular ne yabancı… Aralarındaki bağ; etiketlerden, tanımlardan çok daha derindi. O yüzden en çok da sessizken anlaşıyorlardı.
Ama hayat, her zaman kalbin istediğini vermiyordu. Birbirlerine doğru yürümek isterken, koşullar ellerini ters yöne çekti. Bazen bir gurur susturdu, bazen korku… Ve bazen de sadece “geç kalmak.”
İçlerinden biri daha çok sustu, daha çok içine attı. Diğeri bekledi, anlamasını umut etti. Ama ne biri tam anlatabildi, ne diğeri tam anlayabildi. İki yürek, aynı duyguda çarpıyordu… Ama zaman, onları aynı yerde tutmuyordu.
Birbirlerinden vazgeçemediler ama birbirlerine de yaklaşamadılar. Aralarında hep bir “ama”, hep bir “keşke” durdu. Bu aşk hiç itiraf edilmedi, belki de bu yüzden hep en gerçek haliyle kaldı. Çünkü bazen en çok sevilen şey, en çok saklanandır.
Ve sonra yollar ayrıldı… Ama ikisinin de içinde, susulan bir aşkın yankısı kaldı. Ne yaşanmıştı tam anlamıyla, ne de tamamen bitmişti. Sadece… Her ikisinin yüreğinde bir yerlerde sessizce yaşamaya devam etti.
Şiir işte tam da bu hikâyenin özüdür… Birbirini seven ama söyleyemeyen iki kalbin Birbirinden gitmeden önce, içten içe vedalaştığı Ve sonrasında sadece susarak hatırladığı O derin, dokunulmamış ama unutulmamış aşkın sesi…
Bir şehir vardı, sessizliğiyle konuşan… Ve o şehrin içinde iki kalp, Birbirini tanımadan çok önce özlemişti aslında. Aynı gökyüzüne bakıp farklı dualar eden, Ama aynı yalnızlığa sarılan iki insan…
Biri, kalbinde hep yarım kalmış cümleler taşıyordu. Diğeri, hiçbir zaman söylenememiş bir "kal"… Göz göze geldiklerinde dünya susuyordu, Ama ne zaman konuşsalar, kelimeler yetmiyordu anlatmaya.
Birbirlerini sevdiler… Fark ettirmeden, dillendirmeden, Sadece hissederek… Bir bakışla bin cümle kurarak, Bir suskunlukta birlikte ağlayarak…
Zaman geçti. Kalpleri hâlâ aynı ritimde atsa da, Hayat aynı yolları sunmadı onlara. Seçemediler, sadece kabullendiler. Ve birbirlerinden gitmeden çok önce, İçlerinde vedalaştılar…
Şimdi biri hâlâ o şehrin gecelerinde dolaşır, Diğeri uzaklarda bir yerde hâlâ aynı şarkıyı dinler belki. İkisi de başka hayatlara karıştı… Ama ne zaman gözlerini kapasalar, Birbirlerini düşler gibi sessizce fısıldarlar: "Keşke biraz cesaretimiz olsaydı…"
Bu hikâyede ne isim var, Ne açık bir son… Sadece yarım kalan bir sevda Ve içinde saklanan bir şiir: Anlatılamayan bir aşkın en sessiz hali…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Belkide ilk defa denk geldim sizi okumaya Diğer şiirlerinize de bakacağım bu şiirden aldığım duygunun beğenisiyle. Hikayesiyle, kendisiyle, tümüyle Boğazıma koca bir yumru koydu şiiriniz..
Yutkunamadım .
Saygılar , sevgiler ...
Ely tarafından 21.3.2025 23:29:06 zamanında düzenlenmiştir.
Bazen bir kelime, bazen bir dize, bazen de bir şiir insanın yüreğinde koca bir yumruya dönüşür... Eğer bu şiir size bunu hissettirdiyse, demek ki aynı duyguların izinde yürümüşüz. Yutkunamadığınız her kelimenin içinde ben de vardım belki… Yorumunuz için çok teşekkür ederim, bu yolculukta tekrar karşılaşmak dileğiyle. 🤍✍🏻
Bazen bir kelime, bazen bir dize, bazen de bir şiir insanın yüreğinde koca bir yumruya dönüşür... Eğer bu şiir size bunu hissettirdiyse, demek ki aynı duyguların izinde yürümüşüz. Yutkunamadığınız her kelimenin içinde ben de vardım belki… Yorumunuz için çok teşekkür ederim, bu yolculukta tekrar karşılaşmak dileğiyle. 🤍✍🏻
Bir şehir vardı, adını unuttuğu bir hüzünle büyüyen… Ve o şehri terk eden iki gölge, yüreğinde aynı eksik resmi taşıyan. İkisi de birbirinin farkında değildi, ama her adımlarında Birbirlerinin yalnızlığını büyütüyordu.
Birinin kalbinde kaybolmuş bir zaman vardı, Diğerininse dile getiremediği bir "belki"… Gözlerinin arkasında bir dünya, kelimelerinin ötesinde Sessiz bir dil konuşuyordu, belki de hiç anlaşılmayacak kadar derindi.
Birbirlerini sevmediler, belki de sevemediler. Ama zamanın derin sularına bakan her bakış, İçlerindeki sükûneti birbirine sunuyordu. Bir fırtına gibi geçmediler, ama bir yaprak gibi savruldular.
Zaman aktı, yıldızlar kaydı… İçlerindeki ritim hâlâ aynı, belki de hiç değişmeyecek. Ama yolları, beklemedikleri yerlerden kollarını uzattı, Ve her bir adım, başka bir ayrılığın hikayesini yazdı.
Ve bir gün, her biri başka bir rüyada O şehri hatırlayacak… Birbirlerinin ismini anımsamayacak, ama İçlerinde eksik kalan o sevda, hala kalacak.
Bir şiir gibi, sonsuza kadar söylenemeyen bir mısra, İçlerinde saklı kalan, adını koyamadıkları bir aşkın resmi...
Bazen kelimeler, sadece bir cümle olmaktan çıkar ve bir ruhu sarmalar. Senin bu yorumun, tam da böyleydi. Şiirim sana ulaştıysa, hislerini harekete geçirdiyse, içindeki duygulara dokunduysa… İşte o zaman gerçekten anlam buldu. Ve belki de bir şiir, ancak onu hisseden bir kalpte tamamlanır.
"Bazı duygular, gerçekten de tam olarak anlatılamaz" demişsin ya… İşte bu yüzden şiir var. İşte bu yüzden kelimeler, eksik kalan hisleri tamamlamak için yolunu arar. Ve senin yorumun da, tıpkı o kelimeler gibi, bana eksik bir şeyleri tamamlamış gibi geldi.
Benim için şiir, sadece kağıtla kalemin birleşmesi değil; Bazen gözyaşına, bazen bir iç çekişe, bazen de başka bir yürekte yankılanan bir sessizliğe dönüşmesi. Senin satırların da işte bu yankıyı taşıyor.
Böyle bir hissiyatla şiirimi okuduğun, ruhunun bir köşesinde ona yer açtığın için Ben de sana minnettarım.
Kelimenin, duygunun ve ruhunla dokunduğun her satır için teşekkür ederim. Biliyorum ki, bazı yürekler, bir kelimeyle bile birbirini bulur. Ve biz, bu satırlarda buluştuk.
Şiirine olan hayranlığım, kelimelere dökemeyeceğim kadar derin. Her satırında kaybolmak, her duyguya dokunmak... Bunlar öyle nadir hissedilen şeyler ki, ancak gerçekten anlayan biriyle paylaşılınca anlam buluyor.
Senin şiirindeki o içtenlik, bana kelimelerle dokunma fırsatı verdi ve bunun için minnettarım. Bazı duygular, gerçekten de tam olarak anlatılamaz, ama senin kelimelerinle o hissiyatın çok güzel bir şekilde yankı bulduğunu hissediyorum. O eksik kalan, belki de anlatılamayan şey tamamlanmış gibi… Tıpkı senin dediğin gibi.
Çok teşekkür ederim, bu içten duygularını paylaştığın için. Şiir, kelimelerle bir araya gelmekten çok daha fazlasıdır; bir ruhun birbirini bulmasıdır. Senin kelimelerin de beni böyle buldu, kalbimde yer açtı.
Bazı kelimeler var ki, okuduğunda sadece anlamını değil, içindeki ağırlığı da hissettirir insana. Senin yorumun da işte öyleydi. Kelimelerin sadece bir değerlendirme değildi; sanki şiirin içine girip orada bir hikâye yaşatmış gibi oldun.
“Bir şehir vardı, adını unuttuğu bir hüzünle büyüyen...” Bu cümleyi okuduğumda, içimde derin bir yankı oluştu. O şehir, belki biziz. O şehir, belki içimizde büyüttüğümüz ayrılıklar, keşkeler, geç kalmışlıklar... Belki de hiç olamayacak bir "biz"in sessiz çığlığı.
“Birbirlerinin yalnızlığını büyütüyorlardı…” Bu satır, sanki o hikâyeyi bambaşka bir açıdan anlatıyor. Çünkü bazı insanlar gerçekten birbirine ait olur ama yolları kesiştiğinde, o aitlik sadece bir anıya dönüşür. Ve bazen o anılar, insanın en büyük yalnızlığı olur.
“Bir fırtına gibi geçmediler, ama bir yaprak gibi savruldular.” Ne büyük bir benzetme! Çünkü bazı ayrılıklar büyük gürültülerle kopmaz. Bazen sessizce olur, bazen sadece bir bakışta. Bazen elini uzatırsın ama artık dokunamazsın. Ve bazen, her şey olması gerektiği gibi olur… ama yine de eksik kalır.
“Ve bir gün, her biri başka bir rüyada o şehri hatırlayacak...” Ne kadar doğru… Çünkü bazı insanlar unutulmaz, bazı duygular tükenmez. Belki başka bir şehirde, belki başka bir zamanda, belki bir rüyanın içinde... Ama bir yerlerde, her şey yeniden hatırlanır.
Ve işte belki de en acı olanı bu: Bazı aşklar hep yarım kalır ama sonsuza kadar içinde yaşar. Bir isim bile verilmez bazen, ama o his hep oradadır.
Senin bu yorumun bana kendi şiirimi yeniden okuttu, yeniden hissettirdi. Duygularımı kendi kelimelerinle bana tekrar yaşattın. Böyle derin bir yorum bırakmak herkesin harcı değil, Kelimenin kıymetini bilen insanlar içindir.
İçtenliğin ve bu güzel satırların için çok teşekkür ederim. Biliyorum ki, bazı hisler paylaşıldığında bile tamamen anlatılamaz. Ama bazen, bir başka yürekte yankı bulduğunda… işte o zaman eksik kalmaz, tamamlanır.
Bazen kelimeler, sadece bir cümle olmaktan çıkar ve bir ruhu sarmalar. Senin bu yorumun, tam da böyleydi. Şiirim sana ulaştıysa, hislerini harekete geçirdiyse, içindeki duygulara dokunduysa… İşte o zaman gerçekten anlam buldu. Ve belki de bir şiir, ancak onu hisseden bir kalpte tamamlanır.
"Bazı duygular, gerçekten de tam olarak anlatılamaz" demişsin ya… İşte bu yüzden şiir var. İşte bu yüzden kelimeler, eksik kalan hisleri tamamlamak için yolunu arar. Ve senin yorumun da, tıpkı o kelimeler gibi, bana eksik bir şeyleri tamamlamış gibi geldi.
Benim için şiir, sadece kağıtla kalemin birleşmesi değil; Bazen gözyaşına, bazen bir iç çekişe, bazen de başka bir yürekte yankılanan bir sessizliğe dönüşmesi. Senin satırların da işte bu yankıyı taşıyor.
Böyle bir hissiyatla şiirimi okuduğun, ruhunun bir köşesinde ona yer açtığın için Ben de sana minnettarım.
Kelimenin, duygunun ve ruhunla dokunduğun her satır için teşekkür ederim. Biliyorum ki, bazı yürekler, bir kelimeyle bile birbirini bulur. Ve biz, bu satırlarda buluştuk.
Şiirine olan hayranlığım, kelimelere dökemeyeceğim kadar derin. Her satırında kaybolmak, her duyguya dokunmak... Bunlar öyle nadir hissedilen şeyler ki, ancak gerçekten anlayan biriyle paylaşılınca anlam buluyor.
Senin şiirindeki o içtenlik, bana kelimelerle dokunma fırsatı verdi ve bunun için minnettarım. Bazı duygular, gerçekten de tam olarak anlatılamaz, ama senin kelimelerinle o hissiyatın çok güzel bir şekilde yankı bulduğunu hissediyorum. O eksik kalan, belki de anlatılamayan şey tamamlanmış gibi… Tıpkı senin dediğin gibi.
Çok teşekkür ederim, bu içten duygularını paylaştığın için. Şiir, kelimelerle bir araya gelmekten çok daha fazlasıdır; bir ruhun birbirini bulmasıdır. Senin kelimelerin de beni böyle buldu, kalbimde yer açtı.
Bazı kelimeler var ki, okuduğunda sadece anlamını değil, içindeki ağırlığı da hissettirir insana. Senin yorumun da işte öyleydi. Kelimelerin sadece bir değerlendirme değildi; sanki şiirin içine girip orada bir hikâye yaşatmış gibi oldun.
“Bir şehir vardı, adını unuttuğu bir hüzünle büyüyen...” Bu cümleyi okuduğumda, içimde derin bir yankı oluştu. O şehir, belki biziz. O şehir, belki içimizde büyüttüğümüz ayrılıklar, keşkeler, geç kalmışlıklar... Belki de hiç olamayacak bir "biz"in sessiz çığlığı.
“Birbirlerinin yalnızlığını büyütüyorlardı…” Bu satır, sanki o hikâyeyi bambaşka bir açıdan anlatıyor. Çünkü bazı insanlar gerçekten birbirine ait olur ama yolları kesiştiğinde, o aitlik sadece bir anıya dönüşür. Ve bazen o anılar, insanın en büyük yalnızlığı olur.
“Bir fırtına gibi geçmediler, ama bir yaprak gibi savruldular.” Ne büyük bir benzetme! Çünkü bazı ayrılıklar büyük gürültülerle kopmaz. Bazen sessizce olur, bazen sadece bir bakışta. Bazen elini uzatırsın ama artık dokunamazsın. Ve bazen, her şey olması gerektiği gibi olur… ama yine de eksik kalır.
“Ve bir gün, her biri başka bir rüyada o şehri hatırlayacak...” Ne kadar doğru… Çünkü bazı insanlar unutulmaz, bazı duygular tükenmez. Belki başka bir şehirde, belki başka bir zamanda, belki bir rüyanın içinde... Ama bir yerlerde, her şey yeniden hatırlanır.
Ve işte belki de en acı olanı bu: Bazı aşklar hep yarım kalır ama sonsuza kadar içinde yaşar. Bir isim bile verilmez bazen, ama o his hep oradadır.
Senin bu yorumun bana kendi şiirimi yeniden okuttu, yeniden hissettirdi. Duygularımı kendi kelimelerinle bana tekrar yaşattın. Böyle derin bir yorum bırakmak herkesin harcı değil, Kelimenin kıymetini bilen insanlar içindir.
İçtenliğin ve bu güzel satırların için çok teşekkür ederim. Biliyorum ki, bazı hisler paylaşıldığında bile tamamen anlatılamaz. Ama bazen, bir başka yürekte yankı bulduğunda… işte o zaman eksik kalmaz, tamamlanır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.