4
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
185
Okunma
Gün alaca bir hüzünle doğuyor
Eski bir türkünün içli ezgisinde
Bir avuç taşra yalnızlığı
Yüreğime sinmiş
Çatlamış duvarlar
Anlatıyor zamanı
Rüzgârın getirdiği yorgun fısıltılarla
Bir çocuk kahkahası
Yankılanıyor uzakta
Eksik ve tamam
Eski ve yeni arasında asılı
O tozlu yollar
Beni benden alıp götürüyor
Düşlerin döküldüğü yerlere
Uçsuz bucaksız
Bir hasret
Ayak bileklerime dolanıyor
Her adımda
Biraz daha eskiyorum
Her adımda
Biraz daha çoğalıyor suskunluğum
Gözlerimde yılların yonttuğu anılar
Bir fotoğraf karesi
Solgun ve buruşuk
Rüzgâr,.
Eski bir defteri karıştırır gibi
Savuruyor içimdeki kelimeleri
O tozlu yollar
Kaç hikâye saklıyorsun benden?
Kaç gidenin ayak izini
Kaç kalan yüreğin sızısını
Taşıyorsun omuzlarında?
Yorgun bir yolcunun
Omzuna asılı heybe gibi
İçinde yarım kalmış cümleler
Solmuş fotoğraflar
Ve ezbere bildiğim
Birkaç eski şarkı var
Bir adım daha atsam
Belki de dağılır
Ìçimdeki sis
Kaybolan zaman geri döner mi?
Ama yollar
Hep uzakları gösterir Ìnsana
Hep gitmeyi fısıldar
Çatlaktan sızan ışık gibi
Gökyüzü kızıl
Bir örtüyle kapanırken
Bir kervan geçiyor uzaklardan
Ve ben
O yolun tam ortasında
Ne geri dönebilen
Ne de varabilen bir yolcu
Savruluyorum rüzgâra
O tozlu yollar
Bir şairin mısralarında
Ìz bırakır gibi
Uzuyor önüme
Her taşında bir hatıra
Her virajında bir iç çekiş
Gidenler sessiz bir gölge
Yolun kıyısına sinmiş
Bir vedanın yankısını dinliyor
Gölgemi peşim sıra sürüklüyor
Ṣairin elinde
Tamamlanmamış bir şiir
O tozlu yollar
Ayak izlerimi saklıyor hâlâ
Bir vakitler
Göğe yükselen dualarım gibi
Sessiz ve derin
sevay
5.0
100% (8)