YA "GERÇEKTEN ÖLDÜ AŞK" YA DA!...
Dün aşk’tan, bu gün aşk’tan, söz ettiler, söz ettik
Yarın da bizler gibi, aşk’tan bahsedecekler Gariptir; Aşk, aşk diye “aşkın içine ettik” Ve bir gün; “Can yerine, aşk’tan vazgeçecekler” Bir nar-ı libas’dı aşk! .. Şimdi ruhsuza çaput Çölde ki zerrelerin üstünü örten kaput Belki çelik bir kafes, belki tahta bir tabut İçinde taşıyarak, kefensiz gömecekler Zalim miydi, mağdur mu, var mı gören tanıyan Bilmiş mi değerini yüreğin de taşıyan Ne biz ona yabandık, ne o bize aşiyan Aşk’ı “bir dem yaşanan” fasıl zannedecekler Aşkın özünü yedik, kalan çekirdek, kabuk Aşkı tariften uzak, söylenen abuk-sabuk Magazine malzeme etmiş onu, dalkavuk Hani bir soran olsa; ” Masaldı” diyecekler Sevmek için “kul” seçtik, kin duymak için aşkı Lakin çıkaramadık yüreğimizden kask-ı “Aşk lafzıyla” her kitap, bilmem kaçıncı baskı Bir seri fasiküldü, şimdi ciltleyecekler Sahip çıkan yok mu? ..Var! .. Elin parmağı kadar Onları da tutmak zor! .. Eller de eldiven var Aşkı bilmezse insan, insanlık neye yarar Yaşamaktan vazgeçtim, lügatten silecekler Ya gerçekten öldü aşk! .. Ya anlamı kalmadı(!) Hep biz ona kast ettik, o bizden “öç” almadı Kalp hırsızı desek de, o hiçbir şey çalmadı Suçlu sandalyesin de “iftira” edecekler Servet gibi “kese’de”, kimin göğsünde saklı Her kime sordum ise; Adresler farklı farklı Aradıkça kaybettim! .. Ne magrip de ne şarklı Korkarım bir kabirde taşı gösterecekler Kadir Albayrak |