"Kısa bir karşılaşmaydı onların ki.
Adam çay içmek için mola vermişti bir çayhane de.
Kız ise garson.
Kız - dört döndü - adamın etrafında,
tanımıştı onu.
Bir zamanlar adamın deli gibi sevdiği kız
ve zora düşünce adamı terk eden vefasız sevgili,
o garsondu.
Adam bakmamadı bile kızın yüzüne.
Hem neden baksındı ki!
Verdiği molaya tesadüfen denk düşmüş bir mekan.
Kız çayını verdi adamın ve geçti karşısına,
dik-dik baktı adama ve iç geçiriyordu sanki.
Belki geçmişe özlem.
Nefes alış-verişi tazının önünde ki tavşanın ölmeden son anları gibiydi.
Adamsa fark etmemişti kızı.
Kız yeniden sokuldu bu sefer arka taraftan ve olabildiğince kokusunu içine çekerek adamın.
Adam hissetmişti bunu ve kendisini geri çekti.
Kız adamın kulağına eğilerek:
"başka bir arzunuz var mı?" dedi.
Adam yine hiç bakmadan kıza:
"bir çay daha lütfen."
Yeni bir çay kondu adamın önüne,
biraz sertçe.
Dikkat çekmek ister gibi.
Bu sefer kız daha net gördü adamın gözlerini,
ve o gözlerin onu unuttuğunu...
Oynadığı oyundan sıkılmıştı, daha net cevaplar almak istiyordu, yıllar sonra.
Adama sordu, "beni hatırladın mı?"
Adam kaldırdı kafasını ve baktı kıza boş bir ifade ile.
Kıza cevap vermesine gerek kalmamıştı, bakışıyla.
Kız bu sefer iyice hırslanarak dedi ki adama,
"bir zamanlar şiir yazdığın kadınım!"
Adam bu sefer küçük bir tebessümle ve ağzından çıkan tek kelimelik alaycı bir soru cümlesi ile cevapladı kızın sözünü:
"Hangisi?"
__şairşizofren__
(sahibini arayan gölge - hayatımdan gerçek kesitler)