Sen! Kahve fallarında üç vakte kadar alınacak haberlerden bekledin beni. Ben! Suyu ısınmışların ayağımı kaydırdığı o mermer merdivende bekledim...
Ben, musluk sularında yıkandım, kırkta bir bile hatrım olmadan. Sen, bodrum katta oturdun, hiç gökyüzüne bakmadan...
"Karşılaşmak için görüşmemiz gerekmezdi, ve sen ’düş’ desen, ben yine düşerdim..."
Öyle geçip gitti geçmez denilen zaman, kuşlar bile üşüdü bana bıraktığın ayazdan. Kapkara bir ufuk çizip umruma, söylenmiş sözlerle çıktın uykundan. Yıktığın ömre hiç gün doğmadı, düştüğüm kuyu beni yine boğmadı...
Öykülerde müphem bir anısın, şiirlerde satır sonu kelimem. Bilirim, birilerinin bir yerlerde henüz yakmadığın canısın. Bilirim, battığım bataklıkların tek sultanısın...
"Gözlerinin bende unuttuğu ışıkla karanlığıma tutundum, ama sen çoktan başka bir sabaha uyanmıştın..."
İsmail Yılmaz
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Beklemekle başlayan bir şiir, iki kalp en zor anlarda en ümitsiz zamanlarda, en zor şartlarda bekler birbirini. Geçen zaman bu zor şartlarda öyle uzun gelmiştir ki geçmek bilmesede geçmiştir, geçerken acıyı , kederi bırakmış yüreğe , sevdiğinden uzak hiçbir kalp ısınmaz, hele de kavuşmak çok zorsa , imkansızlık çepeçevre çevrelemişse, karanlıktır yürek.Kendini bu aşkın kuyusuna hapsedersin , hayat devam eder ama farketmezsin, Belirsizlik belkide aşkta en zor olanı, ne var ne yok. Elini kolunu bağlar. Herşeye rağmen sevdiğini sultanın olarak görmektesin, ondan vazgeçememektesin. Giden nasıldır , verdiği karardan mutlu mudur bilinmez ama kalan yanar, sen düş desen ben düşerdim demiş şair, Sevdiğinin olduğu yer çok iyi bir yer olmamasına rağmen, düş desen düşerdim diyor şair, onunla herşeyi göze almış ancak sevdiği muhakkak sebepleri vardır, farklı bir seçmiş, hikaye gerçekse hayırlısı olsun dilerim, yüreğine sağlık sevgili üstad bu güzel şiir için, saygılar.
Bir acının; derin bir sızının yara üstü yorgunluğunda dövünüp duruyordu yüreğim, kor ötesi bir aşkla kavrulup ufalanıp çürümüş yaprağa benziyordu. Hüzün kokusu yayıyordu türettiğim yağmur bulutlarım. Gerçeküstü sayılsa da aşk denilen o kutsi duygu, hiçbir şey bizden ötede değildi...
Demek geldi içimden. Eyvallah güzel yazan kaleminize
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.