ilk değildin
ateşin koynunda uyuyan bir bıçağı
birden suya batırır gibi
ilk sana
sevdalanmadım
acemi hırsız telaşında
senden önce de gökyüzünden
yıldız çaldım
kırbasından su içen bedevi susuzluğun da
aşkı döke saça içip
senden önce de o yangının içinden geçtim
amma…
bir kıvılcımla yanan
o kallavi ormanlar gibi içten içe
ilk sana yandım
kılıcını teslim eden
o mağrur komutanlar gibi kalbimin paslı kapılarını
ardına dek açıp
ilk sana teslim oldum
doğum sancılı
beyaz sayfalara yazdığım
o ölü doğmuş şiirler şahit ki
böyle hesapsız
böyle kitapsız
ilk seni sevdim
kuşlar kadar güzeldin içimde
kuşlar kadar özel
kuş tüyünden kalemlerle ilk sana yazdım
kanadında umut taşıyan şiirleri
ne sular döküldü içime
ne
yağmurlar yağdı da üstüme
sana taştığı kadar bir b
aşka
kadına taşmadı
içimin nehirleri
hastalanıp kırk derece ateşte yanarken
hep adını sayıklayıp
uyandığım da ilk senin resmini öptüm
şarjörümde son kurşunu öper gibi…