RESİMBu çok farklı hikaye, Benzemez bizim köye, Düşer içli türküye, Üç bin yıllık bir resim... Derin bir rüya gibi, Bazen bir kaya gibi, İşlenmiş oya gibi, Sızılarla merasim... İki beliktir saçı, Gölgeler kavun içi, Yürek gerçeğe bekçi, Ha Edirne, ha Kars’ım... Uzak iklimde gözler, Bazen ağılı sözler, Kesik kanayan dizler, Kurdelesi bir tılsım. Gönlü bir göze suyu, Haram eder uykuyu, Soyu oğuz, ya kayı, Ha akraba, ha hısım. Gel-Git vurur kıyıma, Şeker ezer çayıma, Çağırsaydım toyuma, Erken biter mi yasım ? Kimin yarı, yaranı, Acep var mı soranı ? Gecenin siyah karnı, Çatlamış kısım kısım... Gök delik, zaman kesik, Çözülmez iplik iplik, Dayanır mı som çelik, Nem alır hala pasım... Savrul serinliklere, Dalma derinliklere, Kutlu yarenliklere, Engel mi Molla Kasım ? Hayrettin YAZICI |
Derin bir rüya gibi,
Bazen bir kaya gibi,
İşlenmiş oya gibi,
Sızılarla merasim !...
İki beliktir saçı,
Gölgeler kavun içi,
Yürek gerçeğe bekçi,
Ha Edirne,ha Kars’ım
güzeldi tebrikler...