ÜŞÜYORUM
Tek başıma dolaşıyorum,
Eski hazan bahçelerinde. Karşılaşıyorum, Geçmişin derinliklerinde; Kimi bir dost,kimi bir sevgiliyle. Bir yaprak uçuyor,ayaklarımın dibinde. Savrulmuş gidiyor,rüzgarın etkisiyle… Yürüyorum bahçenin içersinde. Sonbahar yaprakları dökülüyor üzerime, Bahçenin başka bir köşesinde, Özdemir Asaf, Koymuş ceketini,Lavinia’nın üzerine. Gitme kal diyor,Lavinia; Gitme kal… Bende,senin adını gizleyeceğim, Sende gitme. Sonbahar rüzgarı,içimi ürpertiyor. Çok üşüyorum,sarıl bana… İlerliyorum,bahçe içersinde. Biraz ilerde, Agora meyhanesinde; Bir kadın, Çığlık çığlığa şarkı söylüyor. Timur Selçuk,piyano çalıyor. Meyhaneye giriyorum, İki duble rakı içiyorum. Aklıma düşüyorsun,seni anıyorum. Meyhaneden çıkıp,seni arıyorum. Yaprakların arasına bakıyorum, Bulamıyorum. Sen yoksun ya,avunamıyorum. Yokluğuna dayanamıyorum. Daha çok üşüyorum, Sensizlikle daha da ürperiyorum. Geleceğin günü,bekliyorum. Hayaller kuruyorum,düşünüyorum. Gel artık,sarıl bana; Sonbahar rüzgarı esiyor, Çok üşüyorum… İlerde,pembe bir bank görüyorum. Gidip oturuyorum. Kolumu omuzuna atıyorum, Başımı,sana dayıyorum. Hiç oturmadığımız banklarda, Sana şiir okuyorum. Elini tutuyorum, Usulca kalkıyorum. Hiç yürümediğimiz yollarda, Hiç buluşmadığımız kuytularda; El ele yürüyorum. Sararmış yapraklara bakıyorum, Hayallere dalıyorum. Sonbahar rüzgarı esiyor,ürperiyorum. Sarıl bana,çok üşüyorum… |
tebriklerimle...