KIRIK SAAT EZGİSİ
Başımı yastığa koyduğumda yükselen
Kırık saat ezgilerini dinliyorum Bulutlar kapalı, duvarlar epey suskun Sevgiden yoksun sarışın kadınlara Güneşe bakmayı öğretiyorum Bir türkü tutturmuşum gidiyorum, Caddeler adını unuttuğum şehirlerden geçiyor Boynu bükük turnaların sinesine sızıyorum Yaman ellerin gayesine aman demeden bakıyorum Bir pencerenin kenarında, Kırılmış bir vazonun hatırında. Güneşten yoksun esmer kadınlara ay ışığını getiriyorum Bir türkü tutturmuşum gidiyorum, Ellerimden ateş böcekleri salıyorum Ellerim alacakaranlıkta bir kördüğüm Çözdükçe kadehler yakıyorum ayrılıklara Gölgemde büyüyen bir begonya yalnızlık Her mısrada bir şehri kaybediyorum, Çıkışını bilmediğim sokaklara dalıyorum Amacım değildir bir yere varmak Bütün gayem yolda olmakta Sokaklarda kırık saat ezgileri dinliyorum Bir türkü tutturmuşum gidiyorum Caddeler adını bilmediğim boş meyhanelere çıkıyor Kanadı kırık turnalarla raks ediyorum Suyunu çekmiş denizlerde balık avlıyor Ve sarışın kadınlara güneşe bakmayı öğretiyorum Ağzıma Yaşar Kemal’i Gözlerime ıslak düşlerimi koyuyorum “Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı” |
Bizde okuduk ve kutladık yürekten, yazdıran yüreğini, yazan kalemini
Gönlün abat olsun, İlhamın bitimsiz ve tüm eserlerin benzersiz olsun
Sonsuzluğun sahibine emanet olasın, sağlıcakla kalasın