B O H Ç A
B O H Ç A
Cemre vaktiyle iner de hep aynı bengi suya kanı kaynar ağacın başı duman heybetten alır nasibi dal budak çiçek civelek... Cemre vaktiyle düşer de hep aynı has toprağa azap biter tohum çatlar baharla yüz göz olur bizim Düzorman yeşili dal dal , hayat ne güzel, sen usanma hiç uç uç kelebek.. Bu sabah çiy yağmuru da ne cömert deli dolu bir şehvet dökülmüş deli dolu hüzünlü ayrık otun mübarek yüzüne... ..... bin dokuz yüz seksen beş yılında beheyyy bir soykırım sürek avında kirlendi ayrık otunun o mübarek yüzü heyyy... Ve şimdi İsa’dan mı önce İsa’dan mı çoook sonra yasaklanmış ezanlı adlarımızla zaman cüzamlı bir ucube Tuna boyunda ufunet saçan... Ah Necibe ahhh,sen bilemezsin bir garip çiy ile sabah sabah nasıl yıkanır bunca günah ? Babam bağışlasın beni orda mezarında,Akpınar’da... "Obamazı alıp zinde zinde inemedik vaktiyle suya yol yoruldu yer obruldu kızımız kuzumuz kırıldı hep hep aynı çorak vaatlerle hep aynı çorak vadilerde" derdi... Kılıç kuşanılır Eyüp’de Eyüp Sultan Camii’nde bir Cuma’nın edası ile şad olmak isterdi... Bugün ne... tatlı ne aşk ne meşk ne"kırmızı gülün alı" "ölüm Allah’ın emri" Necibe sen bilirsin baharda açar gül, yasemin ayrılık reva mı ? Ve "kimler kırıldı,kimler kaldı" ey Şehriyar? Yoksaaa! Yoksa biz değil miydik hep aynı çocuklar hep aynı Düzorman’da kelebeklere aşina... Ne çabuk büyüdük böyle devşirip soykırımlı kabusları bitevi ümide kadirbilmez yolların bitmeyen göç selinde... Ezelden güleryüzlü bir dilimiz vardı Tuna boyunda Oğuz’dan kalma elvan elvan soykırımlarda ancak, bir tek sığınacak... O dilin de bohçasını dürüp ne güzel, dört köşe selamün aleyküm Anadolu ve aleyküm selam Necibe sen bilirsin rahvan koşan atlarımız yorgun bırak artık, bırak bu sitemleri uğrun uğrun yol bitiyor,şiir bitmiyor hep daha nice nice sabahlara, nice nice ehven ehven, ne güzel, geldik işte... Galip SERTEL |
kelebeklere aşina...
ne çabuk büyüdük böyle
daha dün yaşıtımız kızlardan fal tuttuğumuz
..
selamün aleyküm Anadolu
ve aleyküm selam Akpınar
..
beraber yapardık düğünleri
oynardık, uzaklarda birini merak ederdik uğrun uğrun
rahvan koşan atlarımız yorgun
nice nice sabahlara, nice nice
ehven ehven ne güzel, geldik işte...
ömrün sonuna senli hayallerle
köye geldim
sana koşarak
sana uğrayamadım Necibe
bana beddualarını bile bile
hakkını helal et Necibe
yetişemedim
son nefesine
kara sevdam, ak bobaççam ilk aşkım, her nefesim
sana kavuşmak emelim
Necibe