BİR SEVDA BİN YANGINNasıl bir sevdadır bu, Adını andıkça sular kesilir gözlerimde, Dilimde sessiz bir dua gibi, Kalbimde yankılanan bir feryat. Yokluğu, kanatır derin yaraları; Ama varlığı… Ah, varlığı cennet gibi bir dokunuş, Sanki çölün ortasında ansızın yeşeren vaha. Bu nasıl bir sızıdır ki, Göğsüme çöken yükü taşırken, Sanki yürek tanelerine ayrılır, Ama yine de sever, Her seferinde daha derinden, daha çok. Bir umuttur o, Karanlığı delen ince bir ışık. Bir sükûnettir, Fırtınalı gecelerimde sessizce diz çöküp oturan, Ve belki de en çok bir yangın, Beni benden alan, sonra yeniden var eden. Yüzünü gördüğümde eririm, Bütün acılarım diz çöker, Ne gam kalır, ne tasa, Dünyanın yükü hafifler omuzlarımdan, Ve sanki zaman durur. Ama sensizliğin çağı… Zamansız bir gecedir. İçimden geçen her nefes sancılı, Yüreğim, dikenler arasında kalan bir kuş gibi, Kanat çırpar durmadan, Özgürlüğü arar senin sesinde, senin bakışında. Gözlerin… Gözlerin yıldızlardan çaldığın o nur mu? Ellerin, dokunmasa bile tenime, Kalbimi sarar, iyileştirir, Ve her seferinde bir yara daha kapanır yüreğimde. Ah, bu nasıl bir sevdadır ki? Ne başı belli, ne sonu, Ama kıyısız denizlerde süzülen bir gemi gibi, İçinde kaybolmak, bulmaktan daha güzel. İşte bu yüzden severim, Hem acıdan, hem umuttan ördüğüm bu sevdâyı, Sensiz nefes almak, yarım kalmak gibi, Seninle olmaksa, her şeyin anlam bulduğu o an. Bırak, bu aşk divâne etsin beni, Adına şiirler dökülsün dudaklarımdan, Kelimeler yetmese de, yürek anlatsın derdini. Seninle başlar her cümle, seninle biter, Ve bu sevda, sadece sende ebediyet bulur. RAMAZAN ACAR |