Kayıp
onlara’çalınan bir ömür’demeli
parlayacak yangının kıvılcımdayken söndürülmesi şu mezar yerine koyulan taşın altında o olabilir mi şu yaban kuy (t) uda iz değmemiş bir bölgenin unutup gitti iki damla yaş gözleri keşke kızabilseydi gün senelere döndü seneler umut içinde umuda; yüreklerine ağlayan saman çöpüne sarıldım coplar ortasında dökülen kanda aradım seni aradım evlat mavi hudutta bu mahzunluk benim su yüzüne dokunmayan yunuslarımın; bu mahmurluk... bir torun sahibi olma tutkusu oynarken onlarla sakallarımı çekiştirme hayali bıyık altından gülerek kızıyorum kendime: -bırak efendiliği ey yürek nisyana isyan gerek unutmak karanlıktır; uyulur alıyorum tek dişli askılıktan ceketımi belki laf mesaisinde açlığa itilmiş bir çöplüktesin kalk gel eşoğlu bugun babanın günü.. |