SEN BENİM MAHKÛMUMSUN...
Kaç zamandır
Firarî sancıların son durağı bu yürek. Hücre hücre yokluğun, Ve ranza ranza sensizlik... Mazgallar umuda kapalıdır, ve kepenkler hasret kokar. Sen, mahkûmumsun... Açık görüş bu eziyet. Gözlerin, boynumdaki kemendin mucidi. Bu halat yakışmıyor yeşiline Ya yum gözlerini, Ya da kaldır at kemendi, Turkuaz dene meselâ, ya da hazan sarısı. Bu kaçıncı damladır kirpiğinden yüreğime saplanan? Ve bu kaçıncı affımdır ufkumda kanatlanan. Kediler yesin be bu ciğeri! Sen, müebbetlimsin diyorum zanlım; Sen, benim mahkûmumsun... Kalem mi kalmış kırılacak? Elem mi kalmış varılacak? Hodri meydan tüm yasalara. Ölümden ötedeki köydeyim! İkâmetim gözlerin, muhitim sen sokağı. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın Tutuklumsun diyorum anlasana! Sen, mahkûmumsun... Ziyaret olmaz, Riayet olur olsa olsa... Hangi gardiyan sual eder bu sevdayı? Sen bu mahzende maznun değilsin; Kâinat senin önünde maznun! Jandarmalar halay tutar yürek başımda. / Ay akşamdan yüzündür, dıloy dıloy yaylalar / Üç kaçak infaza gider, sen kalırsın. Sen, mahkûmumsun... Komşu kızını zapteder birden. Uygun adım, ayân-beyân çöreklenirsin bağrıma. ’Şafak doğan güneş’ diyen bir asker yüklenir tüm suçu. Usulca firara bulaşır adın. Gardiyanlar bölük pörçük volta vurur beynimde. Şafak doğan güneş... Şafak, boğan güneş... Uğrun uğrun yağan güneş... Sol böğrümü döven güneş... Geçmişime söven güneş... Sen, cürüm say maralım, Sen, hürüm say... Neticede sen, benim mahkûmumsun... Kaldır gözlerinden isyan muştusunu Egemenlik kayıtsız şartsız sensin zaten! Milletimsin, İlletimsin, Zilletimsin işte söyletme... Aşkta torpil olmaz hükümlüm. Sıfır hayat hakkınla medet umma boş yere Bahtın benim, ahdım sensin. Ötesi yok! Kurdum darağacı kaşlarımı, Seher vakti bekliyorum. Herkes haddini bilecek! Sen, benim mahkûmumsun... Ali ERDİNÇ |
Sen benim Mahkumumsun
yüreğinize sağlık........saygılar