Olsun
Gel, kardeş, senle bakalım şu halka,
Buradaki insanlar nazarımda bir başka. Belki kimisi koşmuyor Rabba, aşka... Olsun... Koşmuyorlar en azından ulu cellada. Buradaki insanların kalbinde ur arama, Bir zamanlar tutsak oldukları gelir aklıma. Şimdi ise göğüslerinde var koca bir arma... Olsun... En azından koşuyorlar en dişli düşmana. Gel bir de bakalım şuradaki meydana. Hiç böylesine cephe gördün mü hayatında? Eziliyorken bu halk burada kanla, barutla... Olsun... En azından şimdi iyiler ya. Gel bir de çıkalım şu minarenin tepesine. Var, seslen şimdi en tenhasından uzaktakine. De onlara: "Şimdi hür olma vaktidir hepinize. Ne duruyorsunuz artık? Gelsenize kendinize!" Sen, orada umutsuz oturan anne, selam sana. Sen, yüce şehidin annesi, selam sana. Şimdi belki gözlerin yaşlı ama yakışmaz sana... Olsun... Hürriyet vakti yakındır sana. Gençliği zindanlarda çürüyen asker, selam sana. Selam sana, hayatı ellerinden alınan asker. Belki topraklarına bakarken alır seni bir efkâr... Olsun... Elbet sen de aynısını çektirirsin kalleş düşmana. Varı yoğu elinden alınan baba, selam sana. Her şeyi ile vatanına destek veren adam, selam sana. Açlıktan kıvranmak yakışmasa da sana... Olsun... Sana zenginliklerin en büyüğünü vaat ediyor Rabb-i Âlâ. Ey hürriyeti elinden alınan halk, selam sizlere! Kalkınma vakti gelmedi mi bu yad ellere? Şimdi yürüyorsun belki de Rabbı Ekber’e... Olsun... Ruhun olacak konu en büyük hikâyelere |