ÇIKIP GİTMELİSİN RÜYALARIMDAN
Çıkıp gitmelisin artık rüyalarımdan…
Onlar ki benim güne umutlu başlamak için tutunduklarım… Elimde eskiden kalma bir rüya tabiri… Pişmanlık yazıyor uzamış sakalların için… Ah nerde diyorum nerde? Pişmanlık insanlığın getirisi bir yerde… Çıkıp gitmelisin rüyalarımdan… Ben başkasını suçlama kısmını geçiverdim hayatın Kendimi suçlama kısmına geçtim sonra uzun uzun… Şimdi sanki erdemli olmanı zamanı Onun uğraşı kurduğum düşler… Senin durakladığın ve kalmak istediğin vagonu ben çoktan terk ettim… Çıkıp gitmelisin artık rüyalarımdan… Ucuz bir internet sitesinde Ucuz bir zamane Leyla mecnun olma istediğini aştım ben… Ben aşkı gözlerinden tanırım senin… Aşk çoktan yüreğini terk etti senin! Sen ruhunu zamanla beraber kirlettin Biz büyüdük ve kirlendi dünya Nidaları o kadar sahte ki artık dudaklarında… Ne kadar da kendi yalanını yaşıyorsun… Nasıl da eski ben kokuyorsun Her şeyde bir haklılık Her şeyinde bir yarımlık… Ben aşkı yalnız sana yakıştı için sevmiyor artık… Ya da… Sevdim seni bir kere başkasını sevemem O kadar sevgiliye armağan olmuş durumda ki artık! Çıkıp gitmelisin artık rüyalarımdan… Kadınlığımı unutturup erkekleştiriyorsun hücrelerimi Ceketimi alıp aslanlar gibi çıkmanın asilliği bana kalıyor Uyku hali sadece ölüme yattığım an değil sanki Gözlerini kapatıp tüm gücüm onda olsun Olsun ki hayata karşı güçlü olsun rüyaların UYAN! Gözlerime bak… en derinlerine Orda güçlü bir ben göreceksin… Sevebilme cesaretini gösteren ben! Başka aşklara hadi git diye itekleyen ben… Niye sen gibi anlamıyor kimse beni diyen çaresiz rüyaların Durmadan AMA diyen başlayan cümlelerin… Kadın tadında serzenişlerin ERKEKLEŞ! Dışarıda başka bir hayat var… Sürekli mağdur üreten bir hayat! Benim tek mağduriyetim dokunmadığım vücutlardır… Geride sadece kullanılıyorum hissiyatı… Olmalı olsun… Hayatı beni öyle ezik korkak bir şey yapamaz Ben 5 yıl içinde beş kere aşık olmayayım olsun varsın… Çıkıp gitmelisin artık rüyalarımdan… Ağız dolusu bir küfür dolaşmamı dilimde… Tadı damağında kalan o intikam arzusu Sırtını döndüğünde bir gülümseme olarak kaldı dudaklarımda Hani şu acı… Trajik… Zavallı denilen tebessümlerden! Hayattan intikam almak istediğinde Ya da… Ufak bir kıza kızdığında gel buyur kollarıma HAYAT BENİM… Hayat benim çünkü ne kadar mücadele etsen de dönüşün hep onadır. Ben hep ordayım… Oralar da bir yerlerde, Sızlanmak istersen, şikâyet edersen aşktan ben buradayım Ama unutma İnsan dallarına kırına affeder Ama Sevgisine tüküreni asla! Sen sevgine tükürdükçe Hayatta sana tükürecek! Senin o zavallı omuzların için ne kadarda ağır yük bu! Biliyorum ki kibrin özür yeteneğini avuçlarından çaldı Ama bir kerede benim için aynaya bak Yansımanda beni Aynada o boyacı ufak tatlı Karadeniz sahili kokan çocuğu göreceksin Sen aslında rüyalarımdan çıkmamalısın Sen bana hayat dersisin! Zaman beni harcamasın diye mücadelemsin… Odanda gördüğüm ve kızdığım ucuz parçaları görünce Sen herkes değilsin diye bakmıştım gözlerine Ah zavallı gözlerim Onlarında kör olduğu zamanlarda gelmiş Oysa sen ne kadar da herkessin Sevgimi mi tükürüyorum Sen istesem de olamam Hızlı aşık olmak, merhamet duygumu yitirmek, Adalet anlayışımı tüketmek… Sözlüğümde radikal değişimler yapmak… Mış gibi yaşamak bana ne kadar da uzak Ama sen farklısın Çünkü en sevdiğinin yanında öleceksin! Aslında ne kadar da yersiz bir beddua O zaman kendini öldürmek zorunda kalacaksın! Kulağına fısıldıyorum Hatta Ensendeki nefes sesiyim Her aşk adımında ordayım Hayat karşına hep sen gibileri çıkaracak Sen aşkı tanıyorsun ama Mış gibi yaşayacaksın! Ah benim canım Ah benim zavallım Her nefret şarkıları nasıl da damarlarımda geziniyor… Ah nasılda nefsimle mücadeledeyim Ama ben hala adalet duygumu kaybetmeme telaşındayım Acı bir andan sonra ağza tıkanan zanax tadında yaşıyorsun Gerçekliğin yok senin! Acıyı kovacak suçu üzerime atacaksın ki acın hafiflesin Ah bak İstanbul da sonbahar çalıyor… Sensiz öyle tadında öyle kadın ki İstanbul! Aslan kesildiğin şehir! Bense bu satırları Kuzu kaldığın başkentten yazıyorum… Gözlerimden bir bulut kayıyor yine! Sevebiliyor kalmayı ne kadarda isterdim Ne kadar gerçekti gökyüzüm Ah benim zavallı dilim Nasıl da seni anlattı çaresizce Çıkıp gitmelisin artık rüyalarımdan! Benim suçlayacak kimsem yok Ruhum büyüdü benim Yıldız hep söyler yine söylemiş bir zaman Uslandım değiştim… O huysuz serseri kız gitti! Kalmalı mısın ki rüyamda Kendimle gurur duyma sebebim olsun hayatımda Çocukken yaptığım hatalar için özür vaktim vardı Denedim… Ama gelecek bana geçmişte ona bunu yapmak yakışmıştı dedi Ve ben ruhumu serinlettim Tüküremem ben geçmişe Güzel düşlere, çiçeklere, saatlerce bakılan sandığa, gözyaşlarımıza, Gençlik telaşlarımıza, kaprislerimize, sabah uykularımıza Bir kez sarılabilmek için kat edilen yollara, yazılan günlüklere Paylaşılan kapitallere, kahkahalara… Oynadığım annelik oyununa Annem babama maç izlerken kahve yapar tamam o zaman Bende yapmalıyım! Annelik oyunu bitti! Bir an duraksadım ne kadar da affedilmez gözüktün gözüme… Ne kadar da yazılmaya değersiz! Hep öyle olmadı mı? Sen son dakika insanı olmadın mı? Başlar da kral Sonlarda soytarı Sen sana miras bırakacak aşklara git ya da Seni sevenlere… Küçük akıllarının yettiği kadarıyla Git çünkü Seversin otorite kurabildiklerinle aşkı Heytt oraya gidemezsin bunu yapamazsın diye egonu tatmin edebildiklerini olmalısın… Aman tahtını kimseye bırakma… Ben çok yeniçeri kaldım galiba hayatında ya da Ailenin onayladığı kadar, senin baş kaldırabileceğin ölçüde Ebilirliği olanlarla hayatını sürdürmelisin! Şimdi tüm sahteliğin senin olsun Ben başka gecelerde rüyalarımda seni görmeyeceğim Her seferinde altüst edecek değilsin ya hayatımı Ben öğrendim Öldürmeyen her acı kuvvetlendirir Tadını biliyorum Sancının ben… Şimdi balkonum bana sesleniyor… Sıralama şarkılardan payıma düşeni alacağım Bir sigara yakacağım rüzgâra karşı Ve susmadan onunla beraber söyleyeceğim… |